Konya Gayrimenkul Avukatı

Konya gayrimenkul avukatı

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, gayrimenkul hukukunun dayanaklarıdır. Konya gayrimenkul avukatı bu kanunlar nezdinde müvekkilinin haklarını savunur. 

Konya Gayrimenkul Avukatı Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Konya en iyi gayrimenkul avukatı, ilgili gayrimenkul yasalarında uzman, gayrimenkul davalarında deneyimli olan hukuk fakültesi mezunudur. 

Konya gayrimenkul avukatı, deneyimi ve uzmanlığı gereği aşağıdaki davalara bakar. 

Tapu İptal Davaları

İlgili tapu yasalarına aykırı olarak düzenlenen tapu senetlerinin hiçbir hükmü yoktur. Usulsüz bir şekilde düzenlenen tapuların iptali için, tapunun gerçek sahibi dava açabilir. 

Eğer tapunun gerçek sahibi ölmüşse ve tapuda usulsüzlük yapılmışsa, ölen kişinin mirasçıları tarafından tapu iptal davası açılabilir. Tapu iptal davaları, taşınmazın bulunduğu yerdeki mahkemelerde açılmalıdır. 

Ortaklığın Giderilmesi Davası

İzale-i şüyu adı verilen ortaklığın giderilmesi davası, aynı taşınmaz üzerinde birden fazla kişinin hak sahibi olması, hak sahiplerinden birisinin kendi payına düşen hisseyi satmak istemesi, ancak diğer hak sahiplerine satamamasından dolayı açılır.

Kendi payını satmak isteyen hisse sahibi diğer ortaklarla bedel üzerinden anlaşamaz. Ya da kendi payını üçüncü kişilere satmak istiyordur ancak diğer hisse sahiplerinden onay alamamıştır.

Ortaklığın giderilmesi davasında hakim, taşınmazın gerçek değerini belirler. Bunun için de bilirkişi raporlarından yararlanır. Bilirkişi ise öncelikle taşınmazın rayiç bedelini hesaplar. 

Bedel hesaplama işlemi tamamlandıktan sonra mahkeme tarafından taşınmaz satışa çıkarılır. Taşınmaz satıldıktan sonra, hisse sahiplerine hisseleri oranında ödemeleri yapılır.

Ortaklığın giderilmesi davasında teknik konular ağır bastığı için Konya gayrimenkul avukatı yardımı almak yararlı olacaktır.

Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi Davaları

Taşınmazın fiyatının ve ne şartla satılacağının önceden belirlendiği sözleşmelerdir. Sözleşmedeki maddelere aykırı davranan taraf hakkında dava açılabilir. 

Eğer bu tür sözleşmeler taraflardan birisinin aleyhine olacak şekilde hazırlanmışsa, dezavantajlı duruma düşen taraf dava açarak, sözleşme maddelerinin yeniden düzenlenmesini sağlayabilir. 

Kamulaştırmanın İptali Davaları

Devlet kurumları ihtiyaçları doğrultusunda, gerçek kişilerin ya da tüzel kişiliklerin taşınmazlarını istimlak edebilir. İstimlak etme işlemlerinde iki tür sorunlar karşılaşılır. Birinci sorun taşınmaz sahibinin istimlak işlemine karşı çıkmasıdır. Bu durumda taşınmaz sahibi kamulaştırmanın iptali davası açar. 

İkinci durumda taşınmaz sahibi kamu kurumunun taşınmazı için ödediği bedeli eksik bulabilir. Bu gibi durumlarda da taşınmaz sahibi dava açarak taşınmazının gerçek bedelini mahkeme yoluyla alabilir. 

Muhdesatın Aidiyeti Davası

Taşınmaz üzerinde bulunan; ağaç, bina, taşınır ve taşınmaz eşyalar muhdesat olarak adlandırılır. Taşınmaz sahibi, taşınmazını satmış olsa bile, üzerindeki taşınır ve taşınmazları satmamış olabilir. Daha doğrusu taşınmazın üzerindekiler için hak talep edebilir. 

Bu durumda taşınmazı satın alan kişi, taşınmaz üzerinde bulunanları satın aldığı kişiye vermek durumundadır. Eğer vermezse, taşınmazını satan kişi dava açarak, taşınmaz üzerindekileri alabilir. 

Önalım Hakkı Davası

Taşınmazın üzerinde hak sahibi olanlar 3. Kişiye haklarını satabilirler. Ancak satın alma önceliği taşınmaz üzerinde hak sahibi olan diğer kişilerdir. Dolayısıyla taşınmaz üzerinde hisse sahibi olan kişi öncelikle kendi payını, diğer pay sahiplerine satmalıdır. Doğrudan 3. Kişilere satarsa bu durumda diğer pay sahipleri bu kişiye dava açabilir. 

Pay sahipliği alabilmek için taşınmazın satışı sırasında noterde şerh düşülmesi gerekir. 

Kiracının Tahliyesi Davası

Ülkemizde en sık görülen davalardan birisidir. Ev sahibi ile kiracı arasında çıkan sorunlardan dolayı ev sahibi kiracının mülkünü boşaltmasını isteyebilir. Kira kontratının süresi dolmamış olsa bile aşağıdaki nedenlerden dolayı ev sahibi kiracının tahliyesini talep edebilir. 

  • Kiracının kirasını zamanında ödememesi,
  • Üst üste kiracının kirayı geciktirmesi,
  • Kiracının mülke zarar vermesi,
  • Mülkün bulunduğu bölgede kiracının huzursuzluk çıkarması ve etrafına rahatsızlık vermesi.

Ev sahibi yukarıda sayılan nedenlerden dolayı kiracının mülkünden çıkmasını talep edebilir. Eğer kiracı tahliye işlemini reddederse, ev sahibi tahliye davası açar. Davayı kazandığı zaman kolluk kuvvetleri nezaretinde evinin tahliye edilmesini sağlar. 

Ev sahibi dava açmadan önce yasal olarak kiracısına tebligat göndermelidir. 

Kadastro İşleminden Sonra Verilen Tapunun İptali Davası

Yerel yönetimlerin görevlerinden birisi de şehir planlamasıdır. Kadastro işlemleri de şehir planlamasının bir parçasıdır. Kadastro işlemi sırasında bazı hatalar yapılabilir. Mesela taşınmazın sahibi olan kişilerin mülkleri kadastro planında yanlış gösterilmiş olabilir. Taşınmazın sahibinin mülkünün bir kısmı ya da tamamı park alanı olarak işaretlenmiş olabilir. 

Bu gibi hataların düzeltilebilmesi adına taşınmaz sahibi öncelikle belediye idaresine başvuruda bulunur. Eğer sorun giderilmezse, taşınmaz sahibi tapunun iptali davası açabilir. 

Mirasa İlişkin Tapu İptal Davaları

Ölen kişinin geride bıraktığı taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde ilk önce hak sahibi olanlar, birinci derecede akrabalardır. Eğer ortada yasal bir vasiyetname varsa, vasiyetnamedeki hükümler uygulanır. Ancak birinci derecedeki akrabaların haklarını yok sayan vasiyetname, kanunen geçerli değildir. 

Eğer miras muvazaası (mirastan mal kaçırma) durumu varsa tapu iptal davası açılabilir. Buradaki önemli nokta vasiyetnamede ne yazarsa yazsın mirasçıların saklı haklarının olduğudur. 

Konya’da Gayrimenkul Avukatı Hizmetini Güneyli Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?

Konya hukuk bürosu olarak, müvekkillerimizden noter onaylı vekaletname alarak, müvekkillerimiz adına gayrimenkul davalarının açılmasını sağlıyoruz. 

Dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye sunulacak diğer belgeleri hazırlar ve kapsamlı dava dosyası hazırlayarak ilgili mahkemeye sunarız. 

Müvekkillerimiz adına mahkeme harçlarını yatırırız. 

Tapu tescil ve tapu iptal davalarını açarak süreci sonuna kadar takip ediyoruz. 

Kamulaştırmadan dolayı mağdur olan müvekkillerimizin haklarını savunuyoruz ve koruyoruz. 

Kiracı tahliyesi, ev sahibi ile kiracı arasında yaşanan sorunlar ve bunun gibi sorunlardan dolayı açılan davaları takip ediyoruz. 

Konya Gayrimenkul Avukatı ile Gayrimenkul Davası Nasıl Açılır?

Konya avukat personelimizle müvekkillerimiz adına asliye hukuk bürolarının katipliklerine dava dilekçesi veririz. Dava dilekçesinde kapsamlı olarak hazırladığımız dava dosyası ve dava ile ilgili diğer belgeler bulunur.

Açılan davanın niteliğine göre bilirkişi talebinde bulunabilir. 

Gayrimenkul Davaları Ne Kadar Sürer?

Ortalama olarak gayrimenkul davaları 300 günlük bir sürede tamamlanır. Ecrimisil davaları ortalama olarak 330 gün sürmektedir. Dava süreleri birçok neden dolayı uzayabilir. 

Konya Gayrimenkul Avukatı Olarak Verdiğimiz Hizmetler

Başta Konya adliyesi olmak üzere birçok adliyede müvekkillerimiz adına gayrimenkul davalarının takibini gerçekleştiriyoruz.

Müvekkillerimize gayrimenkul hukuku konusunda danışmanlık hizmeti veriyoruz. 

Yabancı ülke vatandaşlarının ülkemizde gayrimenkul almalarına hukuki yönden destek sağlıyoruz. 

Gayrimenkul hukukunun dayanağı olan kanun mevzuatını, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.634.pdf bu bağlantıdan detaylı olarak inceleyebilirsiniz. 

SIKÇA SORULAN SORULAR

Gayrimenkul avukatı ücretleri ne kadar?

Taşınmaz davaları ve danışmanlık hizmetlerine ait olan vekalet ücretleri hakkında detaylı bilgilere, bizleri arayarak ulaşabilirsiniz. 

Konya’da en iyi gayrimenkul avukatını nasıl bulabilirim?

Uzun yıllara dayanan tecrübeleriyle gayrimenkul avukatlarımız sizlere yardımcı olacaktır.

Gayrimenkul avukatı ne yapar?

Gayrimenkul hukuku ile ilgili danışmanlık hizmeti verir. Taşınmazlarla ilgili yaşanan sorunların giderilmesi adına gerekli olan davaları açar. Tapu iptali ve tescili konularında müvekkillerine yardımcı olur. 

Gayrimenkul davasında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri yetkili ve görevlidir. Eğer kat mülkiyeti ile ilgili anlaşmazlıklar söz konusuysa davalar, Sulh hukuk mahkemelerine görülecektir. Taşınmazlar devlet mülkünde ise asliye hukuk mahkemeleri davayı yürütmekle görevli ve yetkilidirler.  

Konya Fetö Davalarına Bakan Avukatlar

Konya Fetö davalarına bakan avukatlar

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/6. Maddesi, Fetö davalarının dayanağıdır. Konya Fetö davalarına bakan avukatlar, bu yasa kapsamında müvekkillerini savunurlar ya da masum olduğunu kanıtlamaya çalışırlar. 

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Konya en iyi Fetö davalarına bakan avukatlar, Türk Ceza Kanununa hakim ve Fetö davalarında deneyimli olan hukuk fakültesi mezunu kişilerdir.

Konya fetö davalarına bakan avukatlar, deneyimleri ve uzmanlıkları gereği Fetö davalarına konu olan aşağıdaki suçlarla ilgilenirler. 

Bylock Kullanımı

15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişiminin ardından, birçok kişi birçok suçtan dolayı yargılandı. Bu suçlardan birisi de Bylock yazılımının kullanımıydı. Bylock yazılımının Fetö terör örgütünün gizli haberleşme aracı olduğu ortaya çıktı.

Bylock kullandığı gerekçesiyle yüzbinlerce insan hakkında davalar açıldı. İlk derece mahkemeleri Bylock kullandığı gerekçesiyle binlerce insanı mahkum etmişti. Oysa ki Yargıtay 16. Ceza Dairesi tek başına Bylock yazılımını kullanmanın yeterli delil sayılmayacağını belirterek, mahkumiyet kararlarını bozmuştu. Yani ortada emsal bir karar vardı.

Bank Asya Hesabı ve Hesap Hareketleri

Fetö Terör örgütü ile bağlantısı tespit edilen Banka Asya’da hesabı olanlar ve bu bankada yoğun hesap hareketlerine sahip olanlar yargılanmaya başladı. Ancak yalnızca bankadan maaşını alanlarda vardı. Yani çalıştığı kurum Bank Asya ile anlaşmalı olduğundan, mecburen bu bankadan maaş alanlar da yargılandı. 

Yine de ilk derece mahkemeleri tarafından yapılan incelemede bu kişilerin suçsuz olduğu tespit edildi. 

Fetö Terör Örgütü ile Bağlantısı Olan Vakıf, Dernek ve Sendikalara Üyelik

Vakıf, dernek ve sendikaları kullanarak legal yapı görüntüsü veren Fetö terör örgütü, bu yapısını 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kaybetti. Doğal olarak Fetö terör örgütü ile ilgilisi bulunan vakıf, dernek ve sendikalarda araştırılmaya başlandı. 

Araştırma sonucunda bu yapılara üye olanlar yargılanmaya başladı. 

Fetö Terör Örgütünün Yayın Organlarına Üyelik

Zaman gazetesi, sızıntı dergisi ve Samanyolu televizyonu gibi yayın organlarının Fetö terör örgütüne ait olduğu tespit edildi. Bu bilgi üzerine bu yayın organları kapatıldı. Burada çalışanlar ve bu yayın organlarına abone olanlar yargılandı ve cezalandırıldı.

Örgütün Okullarında Okumak ve Yurtlarında Kalmak

Örgüt bünyesinde faaliyet gösteren okul ve yurtlarda görev yapan ve bu yapılarda kalan ya da öğrenim gören kişiler hakkında soruşturma başlatıldı. Ancak tek başına Fetö yurtlarında kalmak ya da okullarında okumak ceza vermek için yeterli sayılmadı. OHAL dönemi ilan edildikten sonra yurtlar ve okullar kapatıldı. Ancak bu yapılarla ilgili yargılamalar halen devam etmekte.

Mahrem İmamlar ve Fişleme Listeleri

Darbe girişiminden sonra mahrem imamlara ait olduğu tespit edilen fişleme listeleri ele geçirildi. Bu listelerin belirli şifrelerle korunduğu ortaya çıkarıldı. Fişleme listeleri ile ilgili yargılama süreci halen devam ediyor.

Ankesörlü Telefonlardan Aramalar

TSK bünyesinde ankesörlü telefonlardan yapılan bazı aramalar tespit edildi. Bu telefon kayıtları incelenerek, TSK içerisinde Fetö terör örgütüne mensup olan birçok kişi tespit edildi ve yargılandı. 

Örgüt üyelerinin afişe olmamak adına doğrudan cep telefonu kullanmak yerine ankesörlü telefonlarla iletişim sağladığı ortaya çıktı. Seri ve ardışık aramalar incelenerek, telefon görüşmesi yapan kişilerin örgütteki konumları tespit edildi. 

2011-2014 yılları arasında mahrem imamlara bağlı olarak 10 örgüt üyesi yapılanması tespit edildi. Her bir aramada on kişi ile görüşülmesinden bu kanıya varıldı. 

Kontörlü hat vasıtasıyla görüşme yapan kişilerin yalnızca bir kişi ile görüştüğü tespit edildi. 

2019 yılından 2020 yılı ortalarına kadar yüzlerce kişi ankesörlü telefon aramaları yüzünden hapis cezası aldı. 

Kripto ve Mahrem Üyelik

İstihbarat çalışmaları sonrasında bazı üyelerin kripto ve mahrem üye oldukları tespit edildi. Bu kişilerin örgüt tarafından özel olarak seçildiği ve yetiştirildiği  ortaya çıkarıldı.

Bu kişilerin yargılanmaları yapıldı  ve hapis cezası aldılar. 

HAMYO Fetö Üyeliği

Hava Kuvvetleri Meslek Yüksekokulu sınavlarına giren adayların bazılarının Fetö terör örgütüne üye oldukları iddia edildi. 2020 yılında eş zamanlı birçok ilde yapılan operasyonlarda Hava Kuvvetlerine mensup 145 asker göz altına alındı.

HAMYO davalarında, özel aday numaralarının belirlendiği ve bu aday numaraları doğrultusunda birçok kişinin haksız olarak Hava Kuvvetleri Meslek Yüksekokuluna girdiği tespit edildi. Bu konu mahkemelerde bilirkişi raporlarında ve bazı tanıkların itirafı sonrasında ortaya çıkarıldı.  

Ortaya çıkarılan askerler yargılanarak hapse atıldı. 

Etkin Pişmanlıktan Yararlanma

Birçok tanık, etkin pişmanlıktan yararlanmak amacıyla ilk derece mahkemelerinde ifade vermeye başladı. Böylece adli birimler daha çok örgüt üyesine ulaşabildi. 

Türk Ceza Kanununun 221. Maddesinin 2. Fıkrasına göre birçok örgüt üyesi etkin pişmanlıktan yararlandı. Gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ve suça iştirak etmediğini ispatladı ve beraat aldı. 

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 221. Maddesinde etkin pişmanlık: 

“TCK m. 221: (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.

(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.

(6) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.”

Olarak detaylandırılmıştır.

İlgili yasa maddelerine göre yakalanmadan önce terör örgütüne giren ve sonra pişman olan, ardından terör örgütü hakkında faydalı bilgiler veren kişilere beraat kararı verildi.

Yakalandıktan sonra etkin pişmanlık yasasından yararlanmak isteyenler ise 1/3 ve 3/4’e kadar ceza indirimi aldı. 

Yargılanan bazı kişiler hakkında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildi. Mesela yargılanan bazı sanıklar hakkında 7,5 yıl ile 15 yıl arası hapis cezası kararı verilmiş olsun. Sanıklar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından yararlanmış  olsalar, cezaları 8 yıl olacaktı. Etkin pişmanlıktan yararlanmış olsalar cezalarında 3/4 ve iyi hallerinden dolayı 1/6 indirim uygulanacaktı. Bu durumda sanıkların cezası 2 yılın altına inecekti. Böylece HAGB kararından yararlanabileceklerdi. 

Konya’da Fetö Davalarına Bakan Avukatlar Hizmetini Güneyli Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?

Konya hukuk bürosu olarak, Fetö davalarına müdahil oluruz. Ağır ceza davalarında müvekkillerimiz adına savunma yaparız. 

Ağır ceza davalarında müvekkillerimiz adına gerekli olan delillerin toplanmasına yardım ederiz. Ya da toplanan mevcut delilleri inceleriz. 

Tanıkların ifadelerini dinleriz ve gerekli olan itirazları yaparız. 

İlk derece mahkemelerinin verdiği kararlara itiraz ederek, müvekkilimiz adına temyiz sürecini başlatırız. Temyiz sürecini sonuna kadar takip ederek sonuçlandırmaya çalışırız. 

Dava süreçleri hakkında müvekkillerimizi bilgilendiririz. 

Fetö davalarının dayanağı olan Türk Ceza Kanunu mevzuatını incelemek için, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf    bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar ile Fetö Davası Nasıl Açılır?

Fetö davaları ceza ve ağır ceza davaları kapsamına girdiği için Konya avukat bu tür davaları açmada yetkili değildir. Ancak davaya müdahil olabilir. Dava Cumhuriyet Savcılarının hazırladığı iddianameye göre ceza ve ağır ceza mahkemeleri tarafından açılır.

Fetö Davaları Ne Kadar Sürer?

Bu konuda net bir bilgi vermek mümkün değildir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hala yargılaması devam edenler olduğu gibi, 1 yıl gibi kısa sürede beraat edenler, hapis cezası alanlar da vardır. 

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar Olarak Verdiğimiz Hizmetler

Müvekkillerimizin masumiyetini kanıtlamaya çalışırız. Bu kapsamda; toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tanık ifadeleri önemli olmaktadır. Tüm bu unsurları detaylı bir şekilde inceleyerek başta Konya adliyesi olmak üzere, birçok adliyede müvekkillerimizin savunma dosyasını hazırlarız.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar ücretleri ne kadar?

Ücretler hakkında detaylı bilgi almak için bizleri arayabilirsiniz. 

Konya’da en iyi Fetö Davalarına Bakan Avukatları nasıl bulabilirim?

Konya ilindeki en iyi ceza ve ağır ceza avukatlarından hizmet almak için bizleri arayabilirsiniz.

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar ne yapar?

Ceza ve ağır ceza davalarında müvekkillerini savunur. Dava dosyası hazırlayarak davaya müdahil olur. Süreç hakkında müvekkillerini bilgilendirir.

Fetö Davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Ceza ve ağır ceza mahkemeleri yetkili ve görevlidir. 

Konya Boşanma Avukatı

Konya boşanma avukatı

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, boşanma davalarının temel dayanağıdır. Boşanma avukatı Konya bu yasa maddelerinde dayanarak, müvekkillerinin haklarını korumaya çalışır ve tarafların sorunsuz bir şekilde boşanabilmelerini sağlar. 

Boşanma Avukatı Kimdir? 

Konya boşanma avukatı, Türk Medeni Kanunu ve boşanmayla ilgili olan diğer kanunlarda uzman, boşanma davalarında deneyimli olan hukuk fakültesi mezunudur. 

Boşanma avukatı uzmanlıkları ve deneyimleri gereği, aşağıdaki davalarla ilgilenir.

Boşanma Avukatı Hangi Davalara Bakar?

Konya en iyi boşanma avukatları, medeni hukuk kapsamında yer alan ailenin temel birliğinin sarsılmasına yönelik görülen davalara bakarlar. 

Türk Medeni Kanunu 161-166. Maddelerinde boşanma nedenleri: 

“I. Zina

Madde 161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış

Madde 162- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme

Madde 163- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

IV. Terk[12]

Madde 164- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.

V. Akıl hastalığı

Madde 165- Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.

VI. Evlilik birliğinin sarsılması

Madde 166- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”

Olarak tanımlanmıştır.

Zina Nedeniyle Boşanma

Evli olan tarafların başka kişilerle cinsel ilişkide bulunmaları zina olarak adlandırılır. İlgili yasalarda zina en önemli boşanma nedenleri arasında sayılır. Türk Medeni Kanununda Zina kavramı cinsel birleşme olarak tanımlanır. 

Türk Ceza Kanununun eski 441 ve 442. Maddelerinde, bir erkeğin zina suçunu işleyebilmesi için evliyken başka bir kadınla evlenmesi şartı aranıyordu. Anayasa Mahkemesi tarafından bu karar iptal edildi. Değiştirilen aynı yasalarda kadının ise sadece başka birisiyle evlenmeden bir kez cinsel ilişkiye girmesi zina suçu olarak kabul ediliyordu.

Zina suçuyla ilgili bir başka sorun ispat yükümlülüğü idi. Medeni kanuna göre zina suçunun ispat edilmesi halinde boşanma davası açılabiliyor. Ancak bu suçun fiili olarak ispat edilmesi oldukça zordur. Bu yüzden Yargıtay Kurumu, zina suçunun fiili olarak ispat edilmesi şartını aramaz. Onun yerine ipuçları, tavır davranışların yani şüphe uyandıran eylemleri yeterli görmektedir. 

Kötü Muamele ve Cana Kast

Türk Medeni Kanunu madde 162’de eşlerden birisinin diğerinin canına kast etmesi boşanma nedeni olarak sayılmıştır. Eğer eşler birbirlerine kötü muamele yapıyorlarsa evlilik birliği temelinden sarsılmış demektir. Bu durumda taraflar birbirlerine boşanma davası açabilir. 

Ayrıca aynı kanun maddesinde taraflardan birisi diğerini affederse, dava hakkı olmayacağı belirtilir. 

Hayata kast edilen eş, boşanma davasına maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Tazminat talebi, boşanma davası sırasında talep edilebileceği gibi boşanma davasından sonra ayrı dava açılarak da talep edilir. 

Cana kast eden eş ayrıca, ceza kanunu hükümlerine göre yargılanır.

Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme

Türk Medeni Kanunu madde 163’te eşlerden birisinin, aile birliğini bozacak suçlar işlemesi ya da haysiyetsiz yaşam sürmesi, diğer eşin boşanma hakkı olduğundan bahsedilir. 

Eşlerden Birisinin Evi Terk Etmesi

Türk Medeni Kanunu madde 164’te eşlerden birisinin herhangi bir neden olmadan evi terk etmesi ve bu durumun 6 aydan uzun sürmesi boşanma nedeni olarak ifade edilmiştir. Ancak evi terk eden eşin haklı nedenleri varsa, diğer eşin rızası olsun ya da olmasın evi terk etmişse ve evi terk eden eş, haklı nedenleri ispat edebilirse, bu durumda boşanma hakkına sahiptir. 

Ya da haklı olan eş boşanmak istemeyebilir. Eşlerden birisi diğerini, ortak konuttan terk etmeye zorlamışsa bu durumda konutu terk etmek zorunda kalan eşin boşanma hakkı olur.

Evi terk eden eşe diğer eş noter onaylı ihtarname göndererek, 2 ay içinde ortak konuta dönmesini talep edebilir. İhtar süresinden sonra eğer eş ortak konuta dönmezse, diğer eşin boşanma hakkı olacaktır. 

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma

Türk Medeni Kanunu madde 165’te akıl sağlığını yitiren eş, diğer eşin hayatını çekilmez hale getireceğinden bahseder. Bu durumda evlilik birliği temelinden sarsılmış olur. 

Zaten evlenmeden önce alınan sağlık raporunda, evlenmek isteyen çiftlerin her yönden sağlıklı olması koşulu söz konusudur. Dolayısıyla akıl sağlığı bozulan eşlerden birisinin durumu sonradan meydana gelmiştir. 

Akıl sağlığının bozulması durumundan dolayı diğer eşin dava açabilmesi için, akıl sağlığı bozulan eşin durumunu resmi sağlık kurulu raporu ile kanıtlaması gerekir. Yani boşanma davası açtığında, resmi raporu mahkemeye sunmak zorundadır.

Evlilik Birliğinin Sarsılması

Türk Medeni Kanunu madde 166’da evlilik birliğinin sarsılması durumu, ortak yaşamın sürdürülemez olması olarak tanımlanır. Şiddetli geçimsizlik, sürekli kavga hali, ekonomik sıkıntılar, ortak yaşamın devamını engelleyen unsurlardır. 

Evlilik birliğinin sarsılmasından dolayı eşlerin birbirlerine dava açma hakkı vardır. Bu durumda davada kusur oranına bakılır. Yani kusuru fazla olan eş tazminatlar da dahil olmak üzere diğer yükümlülüklerin altına girecektir.

Boşanma davasının açılabilmesi için en az 1 yıl tarafların evli kalması gerekir. 

Cinsel İlişkiden Kaçınmak

Türk Medeni Kanunu, Hak Düşürücü Süreler başlığı altında cinsel ilişkiden kaçınma eyleminin boşanma nedeni olduğunu belirtmiştir. 

Türk Medeni Kanununun 289. Maddesinde bu durum: 

“III. Hak düşürücü süreler

Madde 289- Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, (…) içinde açmak zorundadır.

Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.

Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.”

Olarak ifade edilmiştir.

Fiziksel Şiddet

Normal şartlarda fiziksel şiddet, ceza kanunu kapsamında suçtur. Aynı şekilde eşlerden birisinin diğerine fiziksel şiddet uygulaması, Türk Medeni Kanunu madde 162’de, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış başlığı altında, eşlerin birbirlerine şiddet uygulamasının boşanma nedeni olduğu belirtilmiştir. 

Aile Müdahalesi

Türk Medeni Kanununda aile müdahalesinin boşanma nedeni sayılacağı ile ilgili doğrudan bir madde bulunmasa bile, bu konuda örnek Yargıtay Kararları vardır. 

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2020/356 E. , 2020/1767 K.  sayılı kararında ile müdahalesinin boşanma sebebi sayılacağını: 

“…“Eşine ailesi yanında küçük düşürücü sözler söylemesi” vakıası kusur olarak yüklenemeyecek ve davacı-karşı davalı erkeğe ilk kararla yüklenen “Ailesinin evliliğe aşırı müdahalesi vakıası da” kesinleştiği için kusur olmaktan çıkarılamayacaktır. Gerçekleşen bu duruma göre davacı-karşı davalı erkek davalı-karşı davacı kadına göre daha fazla kusurlu olup mahkemece yapılan kusur belirlemesi doğru olmadığından bozmayı gerektirmiştir.”

Verdiği kararla ifade etmiştir.

Aşırı Kıskançlık

Türk Medeni Kanununda aşırı kıskançlık nedeniyle boşanma yoktur. Ancak medeni kanunun aile birliği ve huzuru bağlamında koymuş olduğu kuralların bozulması, aşırı kıskançlık bağlamında değerlendirilmiştir. 

Her ne kadar Türk Medeni Kanununda aşırı kıskançlığın boşanma sebebi olduğu yer almasa da, bu konuda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/22802 E. , 2018/10054 K. Kararı emsal niteliğindedir: 

“Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece davacı-karşı davalı erkeğe kusur olarak yüklenen fiziksel şiddet ve hakaret vakıalarının ispatlanamadığı bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, davalı-karşı davacı ……ın ise mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışı yanında evliliğin son dönemlerinde birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine karşı aşırı kıskançlık gösteren ve sürekli başka ……lerle ilişkisi olduğuna dair yakıştırmalarda bulunan davacı-karşı davalı erkeğin, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı ……ın ise aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.’’

Maddi Manevi Tazminat Davaları

Hem çekişmeli, hem de anlaşmalı boşanma davalarında taraflar birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Boşanma davalarında tazminat konusu Türk Medeni Kanunu madde 174’te detaylı olarak düzenlenmiştir: 

“V. Boşanmada tazminat ve nafaka

  1. Maddî ve manevî tazminat
  1. Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

Boşanma davalarında maddi ve manevi tazminat istemi aşırı olabilir. Hakim tarafların kusur oranına ve gelir durumlarına bakarak, tazminat miktarına karar verir. 

Nafaka Davaları

Türk Medeni Kanunu madde 169’da: 

“III. Geçici önlemler

Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”

Denilerek nafaka konusuna değinmiştir.

Ayrıca Türk Medeni Kanununun 175 ve 176 maddelerinde: 

“2. Yoksulluk nafakası

Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

3. Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi

Madde 176- Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.

Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.

İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.

Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Denilerek tazminat ve nafaka konularında detaylı bilgi verilmiştir.

Boşanma davalarında hakimin nafaka kararı vermesi için: 

  • Boşanma davasının sonuçlanmasından itibaren eşin yoksulluğa düşme tehlikesinin bulunması,
  • Nafaka ödemesine karar verilen eşin kusurunun fazla olması,
  • Boşanma ile yoksulluğa düşme arasında nedensellik bağının olması. 

Ayrıca hakim, aşağıdaki durumda olan eş için de nafakaya hükmedebilir: 

  • İradesi dışında işsiz kalan kişiler,
  • Geliri geçinmesine yeterli olmayan kişiler,
  • Ev hanımları,
  • Asgari ücretle çalışanlar,
  • Devletten yardım ve maaş alanlar,
  • Ailesi zengin olanlar.

Aşağıdaki durumlar hakim nafaka verilmesine hükmetmeyebilir: 

  • Evli gibi yaşayanlar,
  • Eşlerin aynı gelirde olması,
  • Kusuru fazla olan eşin yoksul olması,
  • Yoksulluğu ortadan kaldıran gelire sahip olanlar,
  • Yoksulluğu ortadan kaldıran taşınmaza sahip olanlar,
  • Yeterli miktarda parası ve malı olanlar,
  • Yoksulluğa yaptığı eylemlerle neden olanlar.

İştirak Nafakası

Boşanma davası sırasında hakim tarafından çocuklara bağlanan nafaka türüdür. İştirak nafakası ekonomik gücü fazla olan tarafın, çocuk reşit oluncaya ya da eğitim hayatı tamamlanıncaya kadar ödediği nafakadır.

Tedbir Nafakası

Boşanma sonucunda ekonomik olarak zorluk yaşayacak olan tarafa bağlanan nafaka türüdür. Ülkemiz şartlarında en çok kadınlar ekonomik zorluklarla karşı karşıya olduklarından genel olarak kadınlar lehine karar verilir. Mahkeme tamamlanıncaya kadar tedbir nafakası, ekonomik olarak güçsüz olan tarafa ödenmeye devam edilir.

Nafaka Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davasında hakim tarafından nafakaya hükmedileceği gibi, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra da ayrıca nafaka davası açılabilir. 

Boşanma kararı, nafaka talebi ile mahkemeye verilecek başvuru dilekçesi ile birlikte nafaka davası açılabilir. Boşanma kararından 1 yıl sonrasına kadar nafaka davası açılmazsa hak düşer.

Nafaka davalarında her ay ödenecek nafaka miktarı belirlenir. Ayrıca her yıl; TEFE, TÜFE, beyaz eşya endeksi, altın borsası endekslerinde artış oranına göre nafaka miktarı artırılır.

Eğer nafaka davasında sabit bir miktar belirlenmişse, bu durumdan nafaka alacak olan taraf mağdur olabilir. 

Bu durumda nafaka almaya hak kazanan kişi daha sonra, nafaka artırım davası açabilir.

2022 yılında hazırlanan kanun tasarısında yoksulluk nafakasının ödenmesine sınır getirilmiştir. İlgili yasaya göre 2 yıldan az süren evlilikler nafaka ödeme süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. 5 yıl ve daha az süren evliliklerde nafaka ödeme süresi 7-8 yıl, 5-10 yıl arası süren evliliklerde nafaka ödeme süresi 12 yıl olarak belirlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu madde 176’da; nafaka alan kişinin evlenmesi, evliymiş gibi yaşam sürmesi, haysiyetsiz davranışlar sergilemesi, nafaka ödeyen kişin ölmesi ya da nafaka ödenen kişinin ölmesi gibi durumlardan dolayı nafaka ödenmesinin ortadan kalkacağı belirtilmiştir.

Konya boşanma avukatı yardımıyla nafaka davasının açılması yararlı olacaktır. 

Velayet Davaları

Çekişmeli  boşanma davalarında karşılaşın en önemli anlaşmazlık konularından birisi de, çocukların velayeti durumudur. Boşanma davası sırasında hakim tarafından çocukların velayeti durumu sonuçlandırılabileceği gibi, ayrı dava açılarak da çocukların velayeti alınabilir. 

Genel olarak daha sonradan açılan velayet davalarının nedeni, çocuğun velayetini alan tarafın çocuğun ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelmesi, çocuğa kötü davranmasıdır.

Yabancı ülkelerde verilen velayet kararlarında genel olarak tarafların ortak velayeti yönünden hareket edilmektedir. Her ne kadar ortak velayetle ilgili yasalarımızda bir hüküm bulunmasa da, Yargıtay kurumu bu konunun Türk düzenine aykırı olduğuna hükmederek, ortak velayet durumunu kabul etmemiştir.

İlgili kanunlara göre ekonomik olarak güçlü durumda bulunan ve çocuğun her yönden ihtiyaçlarını karşılayabilecek güçte olan tarafa çocuğun velayeti verilir. 

Mal Paylaşımı

Kural olarak eşler tüm malvarlıklarında yarı yarıya ortaktırlar. 2002 yılından itibaren bu kural kanun maddelerinde yer almıştır. 2001 yılından önce de sadece üzerine kayıtlı olan mallar eşlerin idi. Eğer eşyalardan birisi eşler üzerine kayıtlı değilse ortak sayılıyordu. 

Türk Medeni Kanunu madde 219’da: 

“Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği değerlerdir.”

Denilerek, boşanma davalarında mal paylaşımı ile ilgili fikir vermiştir.

Bu kanun maddesine göre edinilmiş mallar aşağıda sıralanmıştır: 

  • Eşlerin çalışma karşılığında edindiği mallar,
  • SGK ve benzeri kurumdan yapılan ödemeler,
  • Çalışma gücü kaybı nedeniyle alınan tazminatlar,
  • Kişisel mallardan edinilen gelirler,
  • Edinilmiş malların yerine geçen değerli varlıklar,
  • Şirket hisselerinden alınan kar payları,
  • Maaş karşılığında edinilmiş mallar,
  • Maaş ile birikmiş nakitler,
  • Evlilik birliği sırasında alınan otomobil gibi taşınır mallar,
  • Evlilik birliği sırasında alınan taşınmazlar,
  • Vizite ücretleri, alınan primler, bahşişler ve ikramiye benzeri gelirler,
  • Yaratılan eserlerden elde edilen gelirler,
  • Yüklenici sıfatıyla kazanılan ücretler,
  • İşsizlik maaşları,
  • SGK ödemeleri, 
  • Kıdem tazminatları,
  • Kişisel eşya ya da gayrimenkullerden elde edilen kira gelirleri,
  • Eşlerin bankada bulunan kişisel paralarından elde ettikleri faiz gelirleri,
  • Kişisel eşya sayesinde kazanılan gelirler,
  • Edinilen malların satışından elde edilen gelirler,
  • Ölünceye kadar bakımdan elde edilen gelirler,
  • Kazanılan ödüller,
  • Emeklilik ikramiyesi,
  • Bireysel emeklilikten kazanılan gelirler,

Boşanmada Paylaşılamayacak Olan Mallar

Eşlerin kişisel malları, kanuna göre boşanma davasına konu edilmez. Yani eşlerin kendilerine olan malları kendilerinde kalır. Bu mallar: 

  • Kişisel olarak kullanılan eşyalar,
  • Evlilik öncesinde eşlere ait olan eşyalar,
  • Evlilik sırasında edinilen miras gelirleri,
  • Evlilik sırasında bedel ödemeden kazanılan gelirler,
  • Manevi tazminat alacakları,
  • Kişisel malların yerine geçen her türlü eşya. 

Mal Paylaşımı Davası

Kural olarak mal paylaşımının yapılabilmesi için boşanma davasının sonuçlanması gerekir. Elde edilecek sonuca göre eşler arasında mallar paylaştırılır. Bazı durumlarda boşanma davasında mal paylaşımına karar verilmez. Onun yerine ayrıca mal paylaşımı davası görülür. 

Mal paylaşımı davalarında zaman aşımı süresi 10 yıldır.

Mal Paylaşımında Neler Talep Edilir?

Türk Medeni Kanununda aşağıdakilere göre katılma alacağı payları hesap edilir: 

  • TMK madde 2209’da tarif edilen eklenecek değerler,
  • TMK madde 230’da belirtilen denkleştirme hesabı,
  • TMK madde 219’da belirtilen katılma alacağı hesabı,
  • Katkı payı alacağı hesabı,
  • Değer artışı payı alacağı.

Boşanmada Mal Kaçırma

Türk Medeni Kanununda mal kaçırma ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Türk Ceza Kanununda mal kaçırma yolları ile ilgili suç kabul edilen fiiller vardır. 

Türk Ceza Kanununda mal kaçırma yolları fiilleri aşağıda sıralanmıştır: 

  • TCK m. 157 “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası verilir.”
  • TCK m. 204/1 “Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
  • TCK m. 106/1 “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Nişan Bozma Nedeniyle Tazminat Davası

Evlilik vaadi veren kişinin vaadinden dönmesi durumunda, mağdur olan taraf, vaadinden dönen kişiye tazminat davası açabilir. 

Düğün Takıları ve Ziynet Eşyası ile İlgili Davalar

Boşanma davalarındaki en büyük sorunlardan birisi de düğün takılarıdır. Çünkü hem gelin hem de dama tarafı altın ve nakit takıları çiftlere vermişlerdir. Uygulamada çiftler genelde borçlarını ödemek için düğün takılarını kullanırlar. Bazı durumlarda ise takılar erkek tarafında kalır.

İlgili yasalarda düğünde takılar şu tarafa aittir diye bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay kurumunun bu konuda verilmiş bir kararı vardır: 

“Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliği kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.” (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/2763 E., 2019/9997  K.)”

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, düğünde takılan her takının kadına ait olmadığıdır. Sadece kadına özgü olan ziynet eşyaları kadına aittir. Diğer takılar ise kanıtlandıktan sonra hak eden tarafa verilir. Mesela bilezik, kolye yüzük gibi takılar kadına aittir. Ancak erkelerde aynı ziynet eşyalarını taktığından dolayı, bahsettiğimiz takıların kadına özgü olması gerekir.

Mehir Alacağı Davaları

İslam hukukunda yer alan mehir hakkı ile ilgili Türk Medeni Kanununda ve Türk Hukukunda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak mehir alacağı resmi nikahtan önce sözleşme şeklinde hazırlandığından, mehir alacağı davasında bu sözleşme bağışlama vaadi olarak esas alınır.

Yani mehir hakkı iddiasında bulunan tarafın bu iddiasını kanıtlayacak yasal delillerinin olması gerekir. Aksi halde mehir hakkını alamaz.

Yukarıda sıralanan boşanma davası konuları dışında, aşağıdaki konular da boşanma davasında karara bağlanır: 

  • İddet müddetinin kaldırılması davaları,
  • Evlat edinme davaları,
  • Çocuk kaçırma davaları (velayetle ilgili davalar),
  • Evlilik ve mal ayrılığı sözleşmesi ile ilgili davalar,
  • Aile konutu şerhi konulması ile ilgili davalar,
  • Aile konutunun tahsis edilmesi ile ilgili davalar. 

Boşanma davalarının temel dayanağı olan Türk Medeni Kanununu detaylı incelemek için, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.

Boşanma Avukatı Nasıl Seçilir?

İyi bir boşanma hukuku avukatı seçimi yapabilmek için, avukatın kaç dava kazandığı ve müvekkillerine neler kazandığına bakılması gerekir. Avukatın deneyimli olması önemli bir unsurdur. Ayrıca iyi bir avukatın; borçlar kanunu, medeni kanun, tazminat kanunları ve diğer ilgili kanunlar konusunda uzman olması gerekir. 

Konya Boşanma Avukatı Hangi Hizmetleri Verir?

En iyi boşanma avukatı aşağıdaki hizmetleri müvekkillerine sunar: 

  • Her iki taraf adına da boşanma davası sürecini başlatıyoruz. 
  • Evlilik öncesi, evlilik sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım ediyoruz. 
  • Mal paylaşımı konusunda müvekkillerimize yardımcı oluyoruz. 
  • Konya boşanma avukatı olarak, tazminat ve nafaka konularında müvekkillerimize yardım ediyoruz. 
  • Çocukların velayeti konusunda müvekkillerimize yardımcı oluyoruz.
  • Anlaşmalı boşanma davası öncesinde, boşanma sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım ediyoruz. 

Konya Boşanma Avukatı Tavsiye

Avukatın uzmanlığı ve deneyimi ile ilgili internet ortamında yapacağınız araştırmadan sonra istediğiniz sonuca ulaşabilirsiniz. 

Konya Anlaşmalı Boşanma Avukatı

En iyi boşanma avukatları açısından anlaşmalı ya da çekişmeli diye bir ayırım yoktur. Daha doğrusu medeni hukukta anlaşmalı ve boşanmalı dava diye bir tür yoktur. 

Anlaşmalı boşanmanın çekişmeli boşanmadan farkı daha kısa sürmesi, tarafların tüm konularda anlaşmaya vararak mahkemeye başvuruda bulunmalarıdır. Anlaşmalı boşanmada tarafların avukatlarına hazırlattığı anlaşma protokolü söz konusudur. 

Anlaşma protokolünde boşanma davalarında görülen konular yer alır. Dava dilekçesi ile birlikte anlaşma protokolü mahkemeye sunulur. Hakim protokolü inceleyerek hukuka aykırı maddelerin olup olmadığını inceler. 

Konya boşanma avukatı, anlaşmalı boşanma davalarında müvekkilleri adına gerekli belgeleri hazırlar. Anlaşma protokolünü hazırlayarak, karşı tarafın incelemesine sunar.

Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için aşağıdaki hususlar gereklidir: 

  • Evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması gerekir. 
  • İki tarafında anlaşma protokolünde mutabık kalması ve boşanma davasını kabul etmesi gerekir. 

Konya Çekişmeli Boşanma Avukatı

Konya’nın en iyi boşanma avukatları, çekişmeli boşanma davalarını kısa sürede çözerler. Çekişmeli boşanma davaları süreç olarak uzun ve yıpratıcı olabilir. Taraflar birçok konuda anlaşamazlar ve mahkemenin sunduğu önerileri de kabul etmeyebilirler. 

Çoğu boşanma davası uzlaşma ile çözülebilirken, çekişmeli boşanma davaları çözülemeyebilir. 

Bu yüzden birçok çekişmeli boşanma davası uzun yıllar sürebilir. Çekişmeli boşanma davalarında; çocuk velayeti, mal paylaşımı, tazminat ve nafaka konuları en zor çözülen konulardır. 

Konya Boşanma Avukatı Ücretleri 2023

Barolar birliğinin yayınladığı 2023 vekalet ücreti tarifesine göre boşanma avukatı ücretleri, aşağıdaki gibidir: 

  • Asgari vekalet ücreti 9.200 TL + %8 KDV
  • Anlaşmalı boşanma davaları vekalet ücreti 27.000 TL
  • Çekişmeli boşanma davaları vekalet ücreti 40.000 TL

Konya Boşanma Davaları Masrafları

Genel olarak konusu belli olan davalarda mahkeme masrafı, miktarın binde yedisi olarak öngörülmüştür. 

2023 yılı için boşanma davalarında yargılama giderleri, 1.500-2.000 TL arasındadır. Bu tutar bilirkişi ve tanık sayısına göre değişebilir. 

Boşanma davaları masrafları aşağıdaki kalemlere göre hesaplanır: 

  • Başvuru harçları
  • Dosya giderleri
  • Peşin alınan harçlar
  • Tebligat giderleri
  • Vekalet suret harçları
  • Bilirkişi ücretleri
  • Tanık giderleri 
  • Diğer iş ve işlemlerden alınan harçlar

Konya Boşanma Avukatı ile Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Her iki taraf da aile mahkemelerine başvuruda bulunarak boşanma davası açabilir. Taraflardan birisi de diğerinden bağımsız olarak ilgili mahkemeye dilekçe vererek boşanma davası açabilir. Ancak diğer tarafında davayı kabul etmesi gerekir.  

Boşanma davası taraflardan birisi tarafından ya da her ikisi tarafından açılabileceği gibi, Konya boşanma avukatı yardımıyla da açılabilir. 

Konya boşanma avukatı yardımıyla boşanma davası açılması daha faydalı olacaktır. Böylece hak kayıplarının yaşanmasının önüne geçilmiş olur.

Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer?

Anlaşmalı boşanma davaları tek celsede sonuçlanabilir. Bazen birkaç celse de sürebilir. Ortalama olarak 2 ay içerisinde sonuçlanır. 

Çekişmeli boşanma davaları ise ortalama olarak 300 gün sürede tamamlanır. Ancak uygulamada çoğunlukla bu sürelerde tamamlanmadığı görülmektedir. Tarafların anlaşma durumuna göre, mahkemelerin iş yüküne göre ve diğer nedenlerden dolayı genelde çekişmeli boşanma davaları uzun sürmektedir. 

Konya Boşanma Avukatının Boşanma Davalarına Etkileri

Deneyimli ve alanında uzman iyi bir boşanma avukatı boşanma davalarını daha kısa sürede sonuçlandırabilir. Özellikle çekişmeli boşanma davalarında tecrübeli bir avukattan yardım almak yararlı olacaktır.

Konya boşanma avukatı aynı zamanda iyi bir arabulucudur. Uzun ve yıpratıcı dava süreçlerine girmeden taraflar arasında anlaşma sağlayabilir. İyi bir avukat müvekkillerin göremediği detayları görür. Bu detaylar üzerinden argümanlarını müvekkillerine anlatarak onları ikna edebilir.

Konya boşanma avukatı yasal prosedürleri hızla tamamlayarak dava sürecinin daha kısa sürmesini sağlar. Oysaki bireysel olarak avukat olmaksızın açılan davaların birçoğu evrak eksikliğinden dolayı açılamayabilir. Ya da yasal prosedürleri bilmemekten kaynaklı dava kaybedilebilir. 

Çünkü medeni hukuk ve boşanma davaları oldukça kapsamlıdır. 

Boşanma Davalarına Hangi Mahkemeler Bakar?

Tarafların yaşadığı yerdeki yer mahkemeleri ve aile mahkemeleri boşanma davaları ile ilgilenir. 

Konya Boşanma Avukatı Hizmetleri

Alanında uzman ve boşanma davalarında deneyimli Konya boşanma avukatı personelimizle aşağıdaki hizmetleri müvekkillerimize sağlıyoruz: 

  • Her iki taraf adına da boşanma davası sürecini başlatıyoruz. 
  • Evlilik öncesi, evlilik sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım ediyoruz. 
  • Mal paylaşımı konusunda müvekkillerimize yardımcı oluyoruz. 
  • Konya boşanma avukatı olarak, tazminat ve nafaka konularında müvekkillerimize yardım ediyoruz. 
  • Çocukların velayeti konusunda müvekkillerimize yardımcı oluyoruz.
  • Anlaşmalı boşanma davası öncesinde, boşanma sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım ediyoruz. 

SIKÇA SORULAN SORULAR

Boşanma avukatı ücretleri ne kadar?

Boşanma davaları için vekalet ve danışma ücretleri hakkında bilgi almak için bizleri hemen arayın.

Konya’da en iyi boşanma avukatını nasıl bulabilirim?

Güneyli Hukuk Bürosu olarak uzman ve deneyimli avukatlarımızla hizmetinizdeyiz.

Boşanma avukatı ne yapar?

Taraflar adına boşanma davası açar. Boşanma sözleşmelerinin hazırlanmasına yardım eder. Arabuluculuk hizmeti verir.

Boşanma davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Çiftlerin ikamet ettikleri yerdeki yer mahkemesi görevli ve yetkilidir.