Konya Ceza ve Ağır Ceza Avukatı

Ceza ve Ağır Ceza Avukatı Konya

Ağır ceza ve ceza davalarını ayıran en büyük özellik, davalarda verilen cezaların süreleridir. Ceza ve ağır ceza avukatı ise tecrübeli olduğu davalara göre isimlendirilir. Ceza avukatı Konya ya da ağır ceza avukatı diye bir meslek yoktur. 

Ceza Avukatı Kimdir?

Konya ceza avukatı; ceza hukuku, borçlar hukuku ve tazminat hukuku konularında uzman, ceza ve ağır ceza davalarında deneyimli olan hukuk fakültesi mezunudur. 

Bir başka tanıma göre ceza hukuku avukatı, suçun mağduru olan kişiye ve suçun faili olan kişiye vekil olarak hizmet veren hukuk fakültesi mezunudur. 

Ceza Avukatı Hangi Davalara Bakar?

Kamu hukuku alanına giren ceza davalarında aşağıdaki kanunlara göre hüküm verilir: 

  • Türk ceza kanunu,
  • Ceza muhakemesi kanunu, 
  • Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkında kanun,
  • Kabahatler kanunu,
  • Ateşli silahlar ve bıçaklar ile diğer aletler hakkında kanun, 
  • Kaçakçılıkla mücadele kanunu,
  • Terörle mücadele kanunu,
  • Polis vazife ve salahiyetleri kanunu,
  • Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanun,
  • Çocuk koruma kanunu,
  • Mal bildiriminde bulunulması, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele kanunu. 

En iyi ceza avukatları meslekleri ve uzmanlıkları gereği aşağıdaki ceza davalarına bakarlar. 

Yaralama Suçu

Türk Ceza Kanunu madde 87’de yer alan yaralama suçu, suçun işleniş biçimine göre bazı türlere ayrılır. 

Kasten Yaralama

İlgili kanunda kasten yaralama, bir kişinin vücuduna acı verilmesi, kişinin sağlığının ya da algılama yeteneğinin dışarıdan müdahale ile bozulması eylemi olarak nitelendirilir. 

Kanuna göre kasten yaralamanın gerçekleşebilmesi için üç durumun meydana gelmesi gerekir. Birinci durumda kişinin vücuduna acı verilmesi gerekir. İkinci durumda kişinin dışarıdan gerçekleşen eylem sonucunda sağlığının bozulması gerekir. Üçüncü durumda ise kişinin bu eylem sonunda algılama yeteneğinin bozulmuş olması gerekir. 

Kasten yaralama suçunun cezası ilgili kanuna göre 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıdır.  

Tıbbi Müdahale Sonucunda Yaralama

Bir kişi üzerinde yapılan tıbbi müdahale sonunda kişiyi kasten yaralama suçudur. Genel olarak sağlık mensubu olmayan kişiler tarafından işlenen bir suçtur. İyileşmesi mümkün olan yaralar söz konusudur. 

Yetkin olmayan kişilerin tıbbi müdahalede bulunması ve bu müdahale sonucunda kişi ya da kişilerin yaralanmasına neden olması durumudur. 

Bu suçun cezası 4 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ya da adli para cezasıdır. Mağdur olan kişinin şikayetine bağlı bir suçtur. 

Şikayet süresi 6 aydır. Mağdur olan kişi 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanmazsa şikayet hakkı kendiliğinden ortadan kalkar. 

Nitelikli Kasten Yaralama Suçu

Kasten yaralama suçunun: 

  • Alt ya da üst soya karşı işlenmesi,
  • Ruh ya da beden olarak kendisini savunamayacak durumda olan kişilere karşı işlenmesi,
  • Kamu görevi sırasında kamu görevlisine karşı işlenmesi,
  • Kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kullanarak suçu işlemesi ve 
  • Silahla işlenmesi 

Yukarıda sayılan biçimlerde işlenmiş halidir. 

Suçun silahla işlenmesi daha fazla cezayı gerektirir. Silah kavramı ise kanunda; ateşli silahlar,  patlayıcı maddeleri, kesici ve delici aletler olarak tanımlanır. Eğer yaralamaya neden oluyorsa cam parçası ya da tırnak makası bile silah olarak tanımlanır. 

Yukarıda saydığımız nitelikli hallerin suçta bulunması halinde suçu işleyen kişiye verilen ceza yarı oranında artırılır. 

Sonucu Bakımından Ağır Yaralama

Mağdur olan kişinin vücudunda ve ruhunda kalıcı izler bırakması ya da yaşamını tehlikeye atacak durumların meydana gelmesi durumunda bu suç söz konusudur. 

Ağır yaralama sonucunda mağdurda:

  • Duyularda ya da organlarda işlevin kaybolması ya da zayıflaması durumu meydana gelmişse, 
  • Mağdurun yüzünde sabit iz kalmışsa, 
  • Mağdurun yaşamı tehlikeye girmişse,  
  • Mağdurun konuşma zorluğu yaşamasına neden olmuşsa ve
  • Hamile kadına karşı işlenmiş olup, çocuğun zamanından önce doğmasına neden olmuşsa

Yukarıdaki haller meydana gelmişse, suçu işleyen kişiye verilecek olan ceza 1 kat artırılır. İlgili kanunun birinci fırkasına giren hallerde suç gerçekleşmişse, suçu işleyene verilecek olan ceza 3 yıldan 5 yıla kadar artırılır. 

Ağır yaralama sonucunda mağdurun:

  • İyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa yakalanmasına neden olunmuşsa, 
  • Duyu organlarından herhangi birinin kalıcı olarak hasar görmesine sebep olunmuşsa,
  • Mağdurun çocuk yapma ve konuşma yeteneklerinin kaybolmasına neden olunmuşsa, 
  • Yüzünün sürekli olarak değişmesine neden olunmuşsa,
  • Suçun gebe bir kadına karşı işlenmesi sonucunda, kadının çocuğunu düşürmesine neden olmuşsa, 

Suçu işleyene verilecek olan ceza 2 kat artırılır. Saydığımız diğer maddeler için verilecek olan ceza ise 5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Kemik Kırığına Ya da Çıkığına Neden Olma

Kasten yaralama kişinin vücudunda kemik kırılmasına ya da çıkmasına neden olmuşsa, suçu işleyen kişiye verilecek olan ceza yarı oranında artırılır. Verilecek olan ceza ise kırık ya da çıkığın hayati olup olmadığına göre belirlenir.

Kasten Yaralamanın İhmal Davranış Sonucunda İşlenmesi

Kişinin ihmali sonucunda kasten yaralama suçu işlenirse, suçu işleyen kişiye karşı verilecek olan ceza üçte ikisine kadar indirilebilir. Yani ceza kanunu hakime cezada indirim yetkisi vermiştir.

Taksirle Yaralama

Suçu işleyen kişinin yaptığı işte dikkatsiz davranması, görevine yeteri kadar özen göstermemesi sonucunda meydana gelen suç türüdür. 

Cinsel Taciz Suçu

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 105. Maddesinde tanımlanan suç türüdür. Türk Ceza Kanunu Madde 105’te: 

“Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) Suçun;

a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,

c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,

e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.”

Denilmek suretiyle suçun niteliği ve suça verilecek olan ceza kanun maddesinde açıkça tanımlanmıştır.

Cinsel Taciz Suçunun Özellikleri

Kanunda, mağdur olan kişinin bedenine ufak bir temas olması cinsel taciz suçunu oluşturmaz. 

Kanunda cinsel taciz suçu bazı sınıflandırmalara tabi tutulmuştur. 

Cinsel Saldırı Suçu (TCK madde 102) 

15-18 yaş gurubunda olan kişilere karşı işlenen suçlardır. Kişinin bedenine temasta bulunma ve bazı fiilleri kapsar. 

Çocuğa Karşı İşlenen Cinsel Taciz Suçu (TCK madde 103)

15 yaşını tamamlamamış olan kişilere karşı işlenen suçtur. Suçun mağduru reşit olmadığından dolayı bu suça karşı verilecek olan ceza daha fazladır. Çocuğa karşı; hile, cebir ve tehdit yoluyla ve iradeyi etkileyecek biçimde çocuğun bedeni üzerinde fiil meydana getirilmesidir. 

Reşit Olmayanla Cinsel İlişki Suçu (TCK madde 104)

18 yaşını doldurmamış yani reşit olmamış kişilere karşı, kişinin rızası olmadan cinsel ilişkiye girme suçudur.

Cinsel Taciz Suçunu Oluşturan Unsurlar

Aşağıdaki unsurlar, cinsel taciz suçunun oluşması için yeterli nedendir: 

  • Kişiye cinsel amaçlı laf atmak, ıslık çalmak,
  • Bir kişiye cinsel ilişki teklifinde bulunmak,
  • Kişiye cinsel organını göstermek,
  • Cinsel amaçla kişiye öpücük atmak,
  • Mağdur olan kişiye “soyun” ya da “seninle birlikte olmak istiyorum” gibi sözler sarf etmek.

Yukarıda sayılan eylemler dışında, cinsel taciz belirli bir kişiye karşı işlenmemişse o zaman TCK madde 226’da düzenlenen müstehcenlik suçu işlenmiş olur. 

Cinsel Taciz Suçunun Nitelikli Halleri

En önemli nitelikli hallerden birisi, cinsel taciz suçunun reşit olmayanlara karşı işlenmesidir. Cinsel taciz suçunun reşit olmayana karşı işlenmesi, 6545 sayılı kanunun 61. Maddesinde belirtilmiştir. 

Cinsel taciz suçunun diğer nitelikli halleri TCK madde 105’in ikinci fırkasında detaylı olarak tanımlanmıştır. İlgili kanuna göre cinsel taciz suçunun nitelikli halleri: 

  • Kamu görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak suçu işleme,
  • Aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak suçu işleme,
  • Eğitici, öğretici, vasi, bakıcı veya koruyucu aile hizmeti veren kişi ya da kişilerin suçu işlemesi,
  • Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı avantajdan yararlanarak suçu işleme,
  • Elektronik haberleşme araçlarının ya da posta araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle suçun işlenmesi,
  • Teşhir etme suretiyle suçun işlenmesi. 

Sonucu Nedeniyle Ağırlaştırılmış Cinsel Taciz Suçu

Suçun mağduru kişi, suçtan dolayı işten ayrılmak zorunda kalmışsa verilecek olan ceza daha ağır olur. Aynı durum kişinin okulundan ya da ailesinden ayrılmak zorunda kaldığı hallerde de geçerlidir. Bu durumda suça verilecek olan ceza 1 yıldan az olamaz. 

Cinsel taciz suçuyla ilgili aşağıda bazı Yargıtay kararları verilmiştir. 

“Sanığın mağdure DG’in göğüslerini elleyip iki gün sonra da gel

seninle kucaklaşalım yoksa üzerin kirli mi? şeklinde sözler söylediği

anlaşılmakla bedensel temas içeren eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 103/1.

maddesinde düzenlenen çocukların cinsel istismarı suçunu oluşturduğu

nazara alınmadan yazılı şekilde cinsel taciz suçundan hüküm kurulması”

(5. CD. E: 2006/ 714; K: 2007/1887, 13.03.2007).”

“İncelenen dosya içeriğine göre, 5237 sayılı TCK’nin 123. madde

hükmünün gerekçesi nazara alındığında, maddi unsurun sırf mağdurun

huzur ve sükûnunu bozma amacı taşıması gerektiğinden değişik saat ve

tarihlerde cep telefonu ile aradığı mağdurenin edep ve iffetini rencide

edecek şekilde ahlak temizliğine aykırı olarak arkadaşlık ve buluşma

teklifi eden sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 105. madde

kapsamında yer alan cinsel taciz suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin

kabulünde isabetsizlik bulunmadığından …”(5.CD. 206/13423-2007/278,

25.01.2007).”

Tehdit Suçu

TCK madde 106’da tehdit suçu:

“Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(2) Tehdidin;

Silahla,

Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,

Birden fazla kişi tarafından birlikte,

Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.”

Olarak tanımlanmıştır.

TCK 106/1’de ise tehdit suçunun nitelikli halleri tanımlanmıştır. Tehdit suçunun cezası 6 aya kadar hapis cezası ve adli para cezasıdır. 

Tehdit suçunun nitelikli olarak işlenmesi halinde verilecek olan ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır. 

Tehdit suçuyla ilgili bazı Yargıtay kararları aşağıda verilmiştir. 

T.C YARGITAY

4.Ceza Dairesi

Esas: 2023/ 584

Karar: 2023 / 13962

Karar Tarihi: 18.05.2021

‘’ Yargılamaya konu somut olayda, suça sürüklenen çocuğun katılanın her zaman oturduğu mahalle kahvehanesine giderek ele geçmeyen bıçak ile “nerede o …” diyerek elindeki bıçağı masaya vurmak suretiyle katılanı iletme kastıyla gıyapta tehdit ettiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğun eyleminin TCK’nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, silahla tehdit suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi,’’

T.C YARGITAY

4.Ceza Dairesi

Esas: 2013/ 30159

Karar: 2015 / 38813

Karar Tarihi: 30.11.2015

‘’Sanığın, tartıştığı mağdura oyuncak olduğunu iddia ettiği tabancayı yönelttiğini ikrar etmesi ve mağdurun bu silahı gerçek zannederek korktuğunu beyan etmesi, tanıkların da bu yöndeki anlatımları karşısında; oyuncak da olsa silahın gerçek tabancadan görünüm olarak ayırt edilemeyen ve objektif ölçülere göre görünüşteki korkutuculuk özelliği nedeniyle herhangi bir söz söylenmese bile, ağır ve haksız zarara uğratmayı bildirme niteliğinde sayılması nedeniyle, silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, hukuki olmayan ve yetersiz gerekçe ile beraat kararı verilmesi,’’

T.C YARGITAY

4.Ceza Dairesi

Esas: 2019/ 4898

Karar: 2023 / 29741

Karar Tarihi: 21.12.2021

b-Sanıkların tehdit suçunu birden fazla kişi ile birlikte ve sanık …’ın yüzüne kar maskesi takarak kendisini tanınmayacak hale koymak suretiyle işlediğinin kabul edilmesi karşısında uygulama maddesi olarak TCK 106/2-b,c maddelerinin gösterilmemesi,

Kanuna aykırı, sanıklar … ve … müdafilerinin temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Şantaj Suçu

Türk Ceza Kanununun 107. Maddesinde şantaj suçu: 

“(1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

(2) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.”

Olarak tanımlanmış ve bu suça verilecek olan ceza belirlenmiştir. 

Şantaj suçu şikayete tabi değildir. Olayın kolluk kuvvetleri ya da Cumhuriyet Savcılığı tarafından öğrenilmesinden itibaren resen soruşturma başlatılır. Soruşturma aşamasında kolluk kuvvetleri ve savcılık tarafından suçu işleyen kişi ya da kişiler sorgulanır. Daha sonra Cumhuriyet Savcılığı suçla ilgili iddianame hazırlar. İddianame ceza mahkemesine gönderilir. Mahkeme iddianameyi kabul ederse, dava açılır ve suçu işleyen kişi ya da kişiler yargılanır. 

Mahkeme tarafından dava boyunca, şüpheli olan kişi ya da kişilerin kaçmasını önlemek ya da başka suçlar işlemesine engel olmak amacıyla, tutuklama tedbiri kararı verilebilir. Bu karar kuvvetli şüphe ve deliller sonrasında verilecektir. Aksi halde tutuklama kararı hukuksuz olabilir. 

Şantaj suçuyla ilgili TCK madde 43’te: 

“Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır. Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.”

Denilerek suçun farklı zamanlarda farklı kişilere karşı işlenmesi durumunda verilecek olan ceza belirtilmiştir. 

Şantaj suçunun cezası aşağıdaki kanunlarda açıklanmıştır: 

 “(1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 

(2) Kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.”

Şantaj suçuyla ilgili örnek Yargıtay kararları aşağıda verilmiştir. 

“Sanıklardan …’in internet üzerinden tanıştığı yakınanla olay günü yanında diğer sanık … olduğu halde …’da buluşarak, yakınanın sanıkların aracına bindiği, sanıklardan …’un yakınanla, Sanık … aracılığıyla çektirdiğini düşündüğü samimi içerikli resimlerin, sanıklar tarafından çevreye yayılacağı hususundaki tehditleri üzerine yakınandan bono imzalamasını istemeleri üzerine yakınanın kendini araçtan atarak bonoyu imzalamadan sanıklardan uzaklaştığı şeklinde gelişen olayda, sanıkların kendilerine maddi yarar sağlamak maksadıyla yakınanın şeref veya saygınlığına zarar vereceklerini düşündükleri nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunarak şantaj suçunu işledikleri gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi…” (Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 03/03/2016 tarihli 2013/29676 Esas ve 2016/1547 Karar sayılı kararı)

“Sanığın cep telefonu ve bilgisayarında katılana ait cinsel içerikli görüntülerin tespit edilmesi ve tanık B. Y.’ın, sanığın, telefonla katılanı aradığında katılanın hoparlörü açarak kendisine görüşmeyi dinlettiğini, telefonda katılana küfürler edip eşini kastederek “o adamı bırakacaksın, istediğim zaman bana geleceksin” dediğini belirtmesi karşısında, ele geçen görüntü içerikleri denetime olanak verecek şekilde dosya içeriğine yansıtılmadan, tanık B. Y.’ın beyanına neden itibar edilmediği açıklanıp tartışılmadan, rızayla çekilmiş olsa dahi cinsel içerikli görüntülerin sonradan rıza dışı olarak internette yayılacağı ve eşine gösterilerek şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikteki bu hususun açıklanacağı yolunda tehditte bulunulması halinde eylemin 5237 Sayılı T.C.K.nın 107/2 maddesinde tanımlanan şantaj suçunu oluşturacağı gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi…” (Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/02/2015 tarihli 2014/1050 Esas ve 2015/17575 Karar sayılı karar)

Hakaret Suçu

Türk Ceza Kanunu madde 125’te hakaret suçu: 

(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden (…) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.

(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.

(3) Hakaret suçunun;

Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,

Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,

Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.

Olarak tanımlanmış ve bu suça verilecek olan ceza belirtilmiştir.

5271 sayılı CMK’nın 253’üncü maddesine göre hakaret suçu şikayete tabi olan ve aynı zamanda uzlaştırma yapılabilen suçlardandır. 

Hakaret suçuna verilecek olan ceza en az 20 TL, en fazla ise 100 TL’dir. Bu rakamlar bir gün içindir. Verilecek para cezaları, 5 günden az, 730 günden fazla olmamak üzere mahkeme tarafından hesaplanır. Dolayısıyla hakimin karar vermesine göre 100 TL ile 73000 TL arasında ceza verilebilir. 

Eğer hakaret suçu kamu görevlisine karşı işlenirse 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası verilir. 

Hakaret suçu milletvekiline karşı işlenirse 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

Sosyal medya aracılığıyla hakaret suçu işlenirse, suçu işleyen kişiye 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilir. Suç sosyal medyada aleni bir şekilde işlenirse suçu işleyen kişiye verilecek olan ceza 1/6 oranında artırılır.

Duruşma sırasında hakime hakaret edilirse, suçu işleyen kişi 1 yıldan az olmamak üzere 2 yıla kadar hapis cezası alacaktır.

Ceza avukatının ilgilendiği davalarla ilgili diğer suçlar aşağıda sıralanmıştır: 

  • Kişilerin huzurunu bozma suçu,
  • Mala zarar verme suçu,
  • Karşılıksız yararlanma suçu,
  • Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu,
  • Hırsızlık suçu,
  • Parada sahtecilik suçu,
  • Cumhurbaşkanına hakaret suçu,
  • Kişisel verilerin kaydedilmesi suçu.

Ceza Avukatı ile Ağır Ceza Avukatı Arasında Ne Fark Var?

Üst sınırı 10 yıl olan davalar, ceza davalarıdır. Bu davalara bakan Konya’nın en iyi ceza avukatları, ceza avukatı olarak adlandırılır. Diğer türlü ise üst sınırı 10 yıldan fazla olan davalara ağır ceza avukatı bakar.

Yani ceza ve ağır ceza avukatları arasındaki en belirgin fark, görülen davalardır. 

Ceza Avukatı Nasıl Seçilir?

En iyi ceza avukatı seçilirken aşağıdaki hususlara dikkat etmek gerekir: 

  • Avukatın kazandığı dava sayısına,
  • Kaç yıllık mesleki tecrübeye sahip olduğunda,
  • Meslek hayatı boyunca yapmış olduğu uzlaştırma hizmetine,
  • Konya’nın en iyi ceza avukatları, Türk Ceza Kanunu başta olmak üzere ilgili ceza kanunları konusunda uzman olmalıdırlar. 

Konya Ceza Avukatı Tavsiye

Yeterli bilgiye sahip olmayan ve yalnızca kulaktan dolma bilgilerle sizlere tavsiye veren kişiler yardımıyla ağır ceza avukatı bulmak yararlı olmayabilir. 

İnternet üzerinden yapılan yorumlardan ve avukatların internet sitelerinden uzman ve işinde tecrübeli avukat bulmak mümkündür.

Ceza Avukatı Hangi Hizmetleri Verir?

Ceza avukatı Konya, aşağıdaki hizmetleri müvekkillerine sunar: 

  • Müvekkilinin her türlü hakkını dava süresince korur. 
  • Soruşturma ve ifade alma sırasında müvekkilinin yanında bulunur ve müvekkiline nezaret eder. 
  • Yargılama süreci hakkında müvekkilini bilgilendirir. 
  • Delil toplama ve tanıkların ifadesini inceleme işlemlerinde yardımcı olur. 
  • Müvekkili adına ilk derece mahkemelerinin verdiği kararlara itiraz eder. 
  • İlk derece mahkemelerinde müvekkilinin savunmasını en iyi şekilde yapar. 
  • Mahkeme süreci ile ilgili müvekkilini bilgilendirir. 
  • Eğer müvekkil tutuklama tedbiri kapsamında cezaevinde ise müvekkiline her türlü yardımı yapar. Müvekkilinin yakınlarıyla görüşmesini sağlar. Gerektiğinde cezaevine noter gelmesini sağlayabilir. 

Konya Ceza Avukatı Ücretleri 2023

Barolar birliği tarafından 2023 yılında tavsiye niteliğinde yayınlanan ağır ceza avukatı Konya ücretleri aşağıda belirtilmiştir.

Ceza davalarına bakan avukatların en alt ücret sınırı 9.200 TL’dir. Bu ücret Barolar Birliği tarafından tavsiye niteliğinde yayınlanmıştır. Üst sınırı ceza avukatı dilediği gibi belirleyebilir. 

Ağır ceza mahkemelerinde görülen davalar için en iyi ağır ceza avukatı ücreti ise 17.400 TL’dir. 

Türkiye’nin en iyi ağır ceza avukatları ücretleri daha fazla olabilir. Avukatlar ücret belirlerken, tecrübelerine ve davanın zorluğuna göre hareket ederler. 

Asliye ceza mahkemelerinde görülen davalarda sanık müdafiliği ücreti 25.300 TL’dir. Mağdur vekilliği ücreti ise 19.500 TL’dir. 

Ağır ceza mahkemelerinde görülen davalarda sanık müdafiliği ücreti 35.600 TL’dir. Mağdur vekilliği ücreti ise 27.600 TL’dir. 

Konya Ceza Davaları Masrafları

Kural olarak yargılama giderleri haksız çıkan tarafa ödetilir. Ancak bazı durumlarda her iki tarafında haklı çıkma ihtimali bulunur. Bu durumda kusur oranına göre yargılama giderleri taraflara paylaştırılır. 

Ceza ve ağır ceza davalarında dava bitene kadar yargılama giderleri alınmaz. Davayı kaybeden taraf mahkeme masraflarını öder. Dava bitene kadar yargılama giderleri değişeceğinden dolayı, bu konuda net bir rakam vermek mümkün değildir. 

Eğer haksız çıkan tarafın mahkeme masraflarını ödeyecek durumu yoksa bu durumda mahkeme masrafları hazineden karşılanır.

Konya Ceza Avukatı ile Ceza Davası Nasıl Açılır?

Ceza avukatları ile ceza ya da ağır ceza davaları açılamaz. Avukatların bu konuda yetkileri yoktur. Suç öğrenildiğinde kolluk kuvvetleri ve savcılık makamı tarafından suçu işleyen kişi sorgulanır. 

Sorgusunun ardından savcı suçu işleyen kişi hakkında iddianame hazırlayarak ceza ya da ağır ceza mahkemesine gönderir. Mahkeme iddianameyi inceler ve dava açılıp açılmayacağına karar verir.

Ceza Davaları Ne Kadar Sürer?

Uygulamada ortalama olarak ceza davaları 2-3 yıl arası sürer. Bazı durumlarda dava süresi uzayabilir. 

Delillerin toplanması, tanıkların dinlenmesi, bilirkişi raporları, dava sürecine etki eden unsurlardır. 

Konya Ceza Avukatının Ceza Davalarına Etkileri

Ceza ve ağır ceza davaları karmaşık süreçleri barındırır. Birçok kanun maddesi incelenerek hüküm verilir. Verilecek olan ceza çok olduğu için hakim ve savcılar hassas davranır ve iddiaları tüm detaylarıyla sonuna kadar incelerler. 

Bazı davalarda bilirkişi raporunun çıkması aylar sürebilir. Aynı şekilde suçla ilgili delillerin toplanması da uzun zaman alabilir. 

Ayrıca tanıkların dinlenmesi ve hakimin bir karara varabilmesi aylar alabilir. 

Bu kadar detaylı ve hassas bir sürecin, sanık olan kişi tarafından takip edilmesi mümkün değildir. 

Bu yüzden sanık ya da suç mağduru olan kişilerin profesyonel yardım alması gerekir. Konya ağır ceza avukatı ya da ceza avukatı, gerek bilgi birikimi gerekse tecrübesiyle zorlu dava süreçlerinin üstesinden gelebilir.

Ceza Davalarına Hangi Mahkemeler Bakar?

Asliye ceza mahkemeleri, sulh ceza mahkemeleri, icra ceza mahkemeleri, fikri ve sınai ceza mahkemeleri, bölge adliye mahkemesi ceza daireleri ve çocuk mahkemesi, ceza davalarına bakar. 10 yıl üzeri ceza verilen suçlara ise ağır ceza mahkemeleri bakar. Eğer suçu işleyen kişi 18 yaşın altındaysa çocuk ağır ceza mahkemeleri davalara bakar. 

18 yaşın üstünde olan sanıkların davasına ise ağır ceza mahkemeleri bakar. İlk derece mahkemelerinin kararlarına itiraz olarak ise Yargıtay ceza mahkemeleri görevlidir.

Konya Ceza Avukatı Hizmetleri

Güneyli hukuk bürosu olarak aşağıdaki hizmetleri müvekkillerimize sağlarız: 

  • Soruşturma ve ifade alma aşamasında müvekkillerimize nezaret ederiz. 
  • Müvekkilimiz adına savcılık makamına ve mahkemelere gerekli başvurularda bulunuruz. 
  • Müvekkilimizi dava süreçleri hakkında bilgilendiririz. 
  • Müvekkilimiz adına ilk derece mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara itiraz ederek, davayı Yargıtay Ceza Dairesine taşırız. 
  • Müvekkillerimize danışmanlık hizmeti veririz. 
  • Ceza davasına konu olan bazı suçlarda arabuluculuk hizmeti sağlarız.

Ağır Ceza Davaları Nelerdir?

Aşağıdaki suçlar, ağır ceza davalarını kapsayıcı niteliktedir: 

  • Kasten adam öldürme,
  • İrtikap (Devlet memurlarının görevlerini kötüye kullanması) 
  • Yağma,
  • Resmi belgede sahtecilik,
  • Hileli iflas,
  • Nitelikli dolandırıcılık,
  • Zimmet,
  • Türk Ceza Kanununun ikinci kitap dördüncü kısmında yer alan; 4,5,6,7. Bölümlerinde tanımlanan suçlar. 
  • Terörle mücadele kanunu kapsamında yer alan suçlar,
  • Ağırlaştırılmış yaralama,
  • Taksirle ölüme neden olma,
  • Anayasal düzene karşı işlenen suçlar,
  • Devletin egemenliğine ve yasal organlarına karşı işlenen suçlar,
  • Milli savunmaya karşı işlenen suçlar,
  • Casusluk,
  • Terör örgütüne mensup olmayla ilgili suçlar.

Ağır Ceza Davalarına Hangi Mahkemeler Bakar?

Çocuk ağır ceza mahkemesi, Yargıtay ceza daireleri, ağır ceza mahkemeleri, ağır ceza davalarına bakmakla görevli ve yetkilidirler. 

Konya Ağır Ceza Avukatı Hizmetleri

Alanında uzman ve deneyimli, diksiyonu düzgün, iletişim becerileri en üst seviyede olan avukatlarla çalışıyoruz. Ceza avukatı Konya hizmetlerimizle yıpratıcı ve hassas yapıda olan ceza ve ağır ceza davalarında sizlere başarılı bir şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz.

SIKÇA SORULAN SORULAR 

Konya En iyi Ceza Avukatı Nasıl Bulunur?

İnternet üzerinden araştırma yaparak, deneyimli ve alanında uzman ceza avukatını bulmanız mümkündür.

Ceza ve ağır ceza davaları ücretleri ne kadardır?

Ceza ve ağır ceza davaları ücretleri ile ilgili yukarıdaki başlıklarda detaylı fiyat bilgisine ulaşabilirsiniz.

Ceza ve ağır ceza avukatı neler yapar?

Müvekkillerini ceza ve ağır ceza davalarında savunur. Müvekkillerine sorgu ve ifade alma işlemlerinde nezaret eder. İlk derece mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara itiraz ederek, istinaf ve temyiz süreçlerini takip eder.

Ceza ve ağır ceza davalarında yetkili ve görevli mahkemeler hangileridir?

Çocuk ceza mahkemesi, sulh ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesi, ağır ceza mahkemesi, çocuk ağır ceza mahkemesi ve Yargıtay ceza daireleri ceza ve ağır ceza davalarına bakmakla görevli ve yetkilidirler.

Konya Borç Alacak Avukatı

Borç Alacak Avukatı Konya

7343 sayılı İcra ve İflas kanunu, borçlar hukukunun dayanağıdır. Konya borç alacak avukatı ise borçlu ile alacaklı arasındaki sorunun çözümü için uğraşır. 

Borç Alacak Avukatı Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Konya en iyi borç alacak avukatı, borçlar hukuku ve icra ve iflas kanunu konusunda uzman, icra ve haciz işlemleri konusunda deneyimli hukuk fakültesi mezunu kişidir.

Konya borç alacak avukatı, mesleği ve uzmanlığı gereği, aşağıdaki davalarla ilgilenir. 

Maaş Haczine Yönelik İşlemler

Günümüzde birçok alacak işlemi maaş haczi şeklinde gerçekleşmektedir. Önceki kanunda değişiklik yapılmadan önce, haciz işlemlerinde tazyik hapsi cezası vardır. Anayasa’da 2001 yılında 4709 sayılı kanunla değişiklik yapıldı ve kişilerin borçlarını ödeyememelerinden dolayı verilen hapis cezası kaldırıldı. 

Alacaklı olan kişi, borçlu olan kişi borcunu ödemediği zaman icra dairesine başvuruda bulunur. İcra dairesi borçlu olan kişiye borcunu ödemesi için tebligat gönderir. Borçlu olan kişi tebligata 7 gün içerisinde itiraz ederse, icra işlemleri kendiliğinden durur. Eğer itiraz etmezse, borcu kabul etmiş olur ve icra işlemleri başlar. İcra dairesi bu sefer borcunu ödemesi için borçluya tebligat gönderir. Tebligat süresi içinde borçlu borcunu ödemezse haciz işlemleri başlatılır. 

Eğer borçlu, borcunu bir defada ödeyebilecek malvarlığına sahip değilse, icra dairesi tarafından maaşının %25’i haczedilir. Borç bitene kadar yasal faizi ile birlikte borçlu olan kişinin maaşından kesinti yapılmaya devam olunur.

Yukarıda bahsedilen icra işlemi ilamsız icradır. İlamsız icra işlemi, mahkeme kararı olmadan icra daireleri tarafından uygulanan icra işlemidir. 

Kira Uyuşmazlıkları Davaları

Kira ile ilgili düzenlemeler, Borçlar Kanunu madde 299 – 379 arasında yer almıştır. Madde 339 ve sonrasındaki maddelerde en çok karşılaşılan sorunlardan olan konut ve çatılı işyerleri kira sorunlarına değinilmiştir. 

Borçlar kanununda yeni düzenlenen maddelerde: 

“Konut ve çatılı işyeri kiralarında tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamalara göre değişim oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir.”

Denilerek kiracıyı koruyucu tedbirler alınmıştır.

08/06/2022 tarihinde getirilen yeni düzenlemeyle, konut kiralarına en fazla %25 kira artışı sınırlaması getirilmiştir. Ancak 5 yıldan fazla olan kira sözleşmelerinde bazı istisnai durumlar mevcut olmaktadır.

İlgili kanun değişikliği yürürlüğe girdikten sonra, kanun maddesine göre kira artıramayan ev sahipleri, kiracıları evden çıkarma gibi bir uygulamaya gitmişlerdir. Ancak ilgili kanun maddelerinde, kira sözleşmesinin sonlandırılması bazı şartlara bağlanmıştır. Bu şartlar aşağıda sıralanmıştır: 

  • Fesih yoluyla: Belirsiz süreli olarak hazırlanan kira sözleşmelerinde ev sahibi, kiranın başlamasından 10 yıl sonrasına kadar kira sözleşmesini feshedebilir. Ancak kiracı süreye bağımlı kalmadan dilediği zaman kira sözleşmesini feshedebilir. 
  • Hem kiracı, hem de ev sahibi dava yoluyla kira sözleşmesinin feshini sağlayabilir. 
  • Ev sahibinin kendisi; eşi, alt ve üst soyu ya da bakmakla yükümlü olduğu kişiler için konut gereksinimi varsa,
  • Ev sahibinin evini yeniden inşa etmesi ya da imar amacıyla onartması gerekiyorsa,
  • Konut ev sahibi tarafından başka birisine satılmışsa, yeni satın alan kişinin kendisi de dahil olmak üzere alt ve üst soyundan kişilerin ev ihtiyacı varsa,
  • Kiracı, ev sahibiyle yaptığı sözleşmede belirli bir tarihte evi tahliye edeceğini taahhüt etmişse,
  • Kiracı sözleşmede yer alan bedelini süresi içinde ödemezse, ev sahibi kendisine iki defa yazılı ihtar gönderir. İhtara rağmen kiracı kirayı ödemezse, kira sözleşmesinin bitiminden sonra, ev sahibi dava açarak, kiracıyı tahliye edebilir. 
  • Kiracının kendisine ait oturmaya elverişli konutu varsa, ev sahibi sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirme hakkına sahiptir. Kiracının oturmaya elverişli konutu, aynı ilçede ya da aynı belediye sınırları içerisinde yer almalıdır.

Sosyal Medyada Hakaret Tazminatları

Türk Ceza Kanununun 125. Maddesinde yer alan hakaret suçlarıyla ilgili maddi ve manevi tazminat davaları açılabilir. Tazminat davaları sonucunda, suçu işleyen kişi borçlu olmuş olur. 

Suçun mağduru kişi, Borçlar Kanunu 58. Maddesine göre manevi tazminat isteminde bulunabilir. 

Karşılıksız Çek Suçu Davası

Kambiyo senetleri arasında yer alan çekler, 5941 sayılı Çek Kanunu gereğince borç ödeme aracı olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla karşılıksız çek yazılması ağır cezayı gerektiren bir suçtur. 

Bu suçun sonucunda, suçu işleyen kişiye 1500 güne kadar adli para cezası verilir. Ayrıca karşılıksız çek yazan kişiye çek hesabı açma yasağı verilir. 

Suçu işleyen kişi kendisine verilen cezaya istinaden ödeme emrine karşı gelirse, para cezası hapis cezasına çevrilir. 

Karşılıksız çek üzerinde yazan miktar kadar bedeli de, suçun mağduru olan kişiye ödemekle yükümlüdür. Ödemediği takdirde icra ve haciz işlemleriyle karşı karşıya kalacaktır. 

Poliçelerle İlgili Davalar

Kambiyo senetlerinden bir tanesi de poliçelerdir. Sigorta şirketleri ile malını sigortalan kişi arasında düzenlenen sözleşmelerdir. Poliçede yer alan şartlardan herhangi birisine taraflar uymadığı zaman, tazminat davası açılabilir. 

Senet Davaları

Borçlu ve alacaklı arasındaki sözleşmelerden bir tanesi de senetlerdir. Kambiyo senetleri arasında yer alırlar. 

Alacaklı olan kişi, borçlu olan kişiye mal vermiştir ve karşılığında senet almıştır. Senet, belirli bir vade ile malın sahibine borçlanma anlamına gelir. Borçlu olan kişi borcunu zamanında ödemezse, senet sahibi borçluya icra ve haciz işlemi uygulayarak borcunu tahsil etme yoluna gidebilir. 

Senetlerdeki miktarlar önemlidir. 8 bin TL ve altı miktarlardaki borçlar için dava açılamaz. Altındaki miktarlarda ise öncelikle icra dairesine başvurulur. İlamsız icra ile alacaklı, borçludan alacağını tahsil etmeye çalışır. İcra dairesinin ödeme emrine karşın borçlu borcunu ödemezse, alacaklı haciz işlemlerini başlatabilir. 

Hisse Senedi Davaları

Türk Ticaret Kanununa göre her hisse senedinin bir sahibi olmak zorundadır. Eğer hisse senedinin sahibi bilinmiyorsa, hisse senedi iptal davası açılabilir. 

Hisse senetlerinin miktarı belli değilse, değer tespit davası yani istirdat davası açılabilir. 

Hisse senetleri de borçlu alacaklı ilişkisinin vücut bulmuş halidir. Bazı durumlarda hisse senetleri kurumlara tekrar teslim edilmelidir. Teslim edilme süresinin gecikmesi halinde, hisse senedini satın alanlar mağdur olabilir. Bu konuda 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 13. Maddesinin 4. Fıkrasında: 

Kaydileştirilmesine karar verilen sermaye piyasası araçlarının Kurulca belirlenen esaslar çerçevesinde teslimi zorunludur. Teslim edilen sermaye piyasası araçları kendiliğinden hükümsüz hâle gelir. Teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları ise kaydileştirilme kararından sonra borsada işlem göremez, aracı kurumlarca bu sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık edilemez ve katılma belgelerinin geri alımı yapılamaz. Kayden izlenmeye başladığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları YTM’ye intikal eder. Bunların üzerindeki sınırlı ayni haklar kendiliğinden sona ermiş sayılır. Bunlar YTM’nin hesabına geçmesinden itibaren üç ay içinde satılır.”

Denilerek, hisse senetlerinin zamanında satılması gerektiği vurgulanmıştır. Yurtdışında yaşayan bazı vatandaşlar bu konuyla ilgili mağduriyet yaşamış ve konuyu yargıya taşımışlardır. Ankara 7. İdare mahkemesine açtıkları davayı kazanmışlar ve hak kaybına uğramamışlardı. 

Menfi Tespit Davaları

Alacaklı tarafından borçlu olduğu iddia edilen kişiler, menfi tespit davası açarak borçlu olmadıklarını iddia edebilirler. Bu durumda davayı açan kişi, borçlu olmadığını menfi olarak ispat etmek zorundadır. Borçlu olduğu iddia edilen kişi davayı açmadan önce, iddia edilen borç bedelinin tamamını mahkemeye yatırmalıdır. Eğer borçlu olduğu iddia edilen kişi davayı kazanırsa yatırdığı miktarın tamamını alır ve borcundan kurtulmuş olur. 

İstirdat Davaları

İlamsız icra ödeme emirlerine 7 gün içerisinde itiraz edilirse, icra işlemleri kendiliğinden duracaktır. Ancak borçlu olan kişi bu süreyi aşmış ve herhangi bir itirazda bulunmamışsa, borcunu kabul etmiş demektir. Bu durumda yasal olarak icra ve ardından haciz işlemleriyle karşı karşıya kalacaktır. 

Ancak borçlu olan kişi istirdat davası açarak borcuna itiraz edebilir. 

Cari Hesap Alacağının İptali İçin Açılan Davalar

Alacaklının alacağının teminat altında olmayan kısmı için açtığı davadır. Böylelikle alacaklı olan kişi alacağının tamamını teminat altına almış olur. 

Nafaka Borcu ve Tazminat Davaları

Medeni kanuna göre nafaka borcu ertelenmez. Yani tek seferde ödenmesi gereken bir borçtur. Mahkeme kararına karşın nafaka borcunu ödemeyenler hakkında doğrudan haciz kararı çıkartılır. 

Tasarrufun İptali Davaları

Mal kaçırma gibi kötü niyetli davranışlara karşı açılan dava türüdür. Borçlu olan kişi borcunu ödememek adına mal varlığının bir kısmını ya da tamamını üçüncü kişilere devreder. Alacaklı olan kişi tasarrufun iptali davası açarak, bu durumun önüne geçebilir.

İstihkak Davaları

Borcundan dolayı 3. Kişilere haciz işlemi başlatılabilir. Kendisine haciz işlemi başlatılan kişi, bu duruma itiraz ederek, haciz işlemlerinin durdurulmasını sağlayabilir. Bunun için de istihkak davası açması ve borcunun olmadığını ispat etmesi gerekir. 

Borç ve alacakla ilgili kanun mevzuatını, 

https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6098.pdf 

Bu bağlantıyı takip ederek inceleyebilirsiniz.

Konya’da Borç Alacak Avukatı Hizmetini Güneyli Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?

Konya hukuk bürosu olarak, alacaklı adına icra ve haciz işlemlerini başlatırız. Ayrıca müvekkillerimize aşağıdaki hizmetleri veririz: 

  • Borçlu olan müvekkillerimiz adına dava açarız. 
  • İcra ve haciz işlemlerine itiraz ederek durmasını sağlarız. 
  • Müvekkillerimize danışmanlık hizmeti veririz. 

Borç Alacak Avukatı ile Borç Alacak Davası Nasıl Açılır?

Alacaklı olan kişi adına ilamlı icra davası açarız. Borçla ilgili bilgileri, müvekkilimizden aldıktan sonra dava dosyası hazırlarız. İlgili mahkemeye dilekçe ve elimizdeki delillerle başvurarak, dava sürecini başlatmış oluruz. 

Konya avukat personelimizle borçlar hukuku ile ilgili olan dava süreçlerini başlatırız. 

Ayrıca alacaklı ile borçlunun uzlaşmasını sağlamak adına, arabuluculuk hizmeti veririz. 

Borç Alacak Davaları Ne Kadar Sürer?

İcra davaları ortalama olarak 7-9 ay kadar sürmektedir. Bazdı davaların ise sonuçlanması 1 yılı bulmaktadır. 

Konya Borç Alacak Avukatı Olarak Verdiğimiz Hizmetler

Müvekkilimize aşağıdaki hizmetleri veririz: 

  • Alacaklı ve borçlu olan tarafları bir araya getiriyoruz. Zorunlu arabuluculuk hizmeti sağlayarak, tarafların anlaşması için zemin hazırlıyoruz. 
  • İstanbul kartal borç alacak avukatı olarak, icra ve haciz işlemlerini müvekkillerimiz adına yerine getiriyoruz.
  • Borç ve alacak davaları konusunda müvekkillerimize danışmanlık hizmeti sağlıyoruz.
  • Çocuk teslimi konusunda icra işlemlerini başlatıyoruz. 
  • Nafaka ödenmesi konusunda icra ve haciz işlemlerini gerçekleştiriyoruz. 
  • İlamsız ve ilamlı icra süreçlerini başlatıyoruz. 
  • İtirazın iptali davalarını açıyoruz. 
  • İtirazın kaldırılması davaları ile ilgileniyoruz.
  • Borca, imzaya ve borç takibine itiraz işlemlerini gerçekleştiriyoruz. 
  • Her türlü alacağın tahsili için müvekkillerimize yardımcı oluyoruz. 

SIKÇA SORULAN SORULAR

Borç alacak avukatı ücretleri ne kadar?

Danışmanlık ve vekalet ücretleri hakkında detaylı bilgi almak için bizleri hemen arayabilirsiniz.

Konya’da en iyi borç alacak avukatını nasıl bulabilirim?

Borç ve alacak konularında uzman olan avukatlarımızdan her zaman yardım alabilirsiniz.

Borç alacak avukatı ne yapar?

Haciz ve icra işlemlerini başlatır. Borçlar kanununda yer alan davaları açarak müvekkilinin haklarını korumaya çalışır. 

Borç alacak davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemeleri ve tarafların ikamet ettiği yerleşim yeri mahkemeleri görevli ve yetkilidir.