Konya Fetö Davalarına Bakan Avukatlar

Konya Fetö davalarına bakan avukatlar

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220/6. Maddesi, Fetö davalarının dayanağıdır. Konya Fetö davalarına bakan avukatlar, bu yasa kapsamında müvekkillerini savunurlar ya da masum olduğunu kanıtlamaya çalışırlar. 

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Konya en iyi Fetö davalarına bakan avukatlar, Türk Ceza Kanununa hakim ve Fetö davalarında deneyimli olan hukuk fakültesi mezunu kişilerdir.

Konya fetö davalarına bakan avukatlar, deneyimleri ve uzmanlıkları gereği Fetö davalarına konu olan aşağıdaki suçlarla ilgilenirler. 

Bylock Kullanımı

15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe girişiminin ardından, birçok kişi birçok suçtan dolayı yargılandı. Bu suçlardan birisi de Bylock yazılımının kullanımıydı. Bylock yazılımının Fetö terör örgütünün gizli haberleşme aracı olduğu ortaya çıktı.

Bylock kullandığı gerekçesiyle yüzbinlerce insan hakkında davalar açıldı. İlk derece mahkemeleri Bylock kullandığı gerekçesiyle binlerce insanı mahkum etmişti. Oysa ki Yargıtay 16. Ceza Dairesi tek başına Bylock yazılımını kullanmanın yeterli delil sayılmayacağını belirterek, mahkumiyet kararlarını bozmuştu. Yani ortada emsal bir karar vardı.

Bank Asya Hesabı ve Hesap Hareketleri

Fetö Terör örgütü ile bağlantısı tespit edilen Banka Asya’da hesabı olanlar ve bu bankada yoğun hesap hareketlerine sahip olanlar yargılanmaya başladı. Ancak yalnızca bankadan maaşını alanlarda vardı. Yani çalıştığı kurum Bank Asya ile anlaşmalı olduğundan, mecburen bu bankadan maaş alanlar da yargılandı. 

Yine de ilk derece mahkemeleri tarafından yapılan incelemede bu kişilerin suçsuz olduğu tespit edildi. 

Fetö Terör Örgütü ile Bağlantısı Olan Vakıf, Dernek ve Sendikalara Üyelik

Vakıf, dernek ve sendikaları kullanarak legal yapı görüntüsü veren Fetö terör örgütü, bu yapısını 15 Temmuz darbe girişiminden sonra kaybetti. Doğal olarak Fetö terör örgütü ile ilgilisi bulunan vakıf, dernek ve sendikalarda araştırılmaya başlandı. 

Araştırma sonucunda bu yapılara üye olanlar yargılanmaya başladı. 

Fetö Terör Örgütünün Yayın Organlarına Üyelik

Zaman gazetesi, sızıntı dergisi ve Samanyolu televizyonu gibi yayın organlarının Fetö terör örgütüne ait olduğu tespit edildi. Bu bilgi üzerine bu yayın organları kapatıldı. Burada çalışanlar ve bu yayın organlarına abone olanlar yargılandı ve cezalandırıldı.

Örgütün Okullarında Okumak ve Yurtlarında Kalmak

Örgüt bünyesinde faaliyet gösteren okul ve yurtlarda görev yapan ve bu yapılarda kalan ya da öğrenim gören kişiler hakkında soruşturma başlatıldı. Ancak tek başına Fetö yurtlarında kalmak ya da okullarında okumak ceza vermek için yeterli sayılmadı. OHAL dönemi ilan edildikten sonra yurtlar ve okullar kapatıldı. Ancak bu yapılarla ilgili yargılamalar halen devam etmekte.

Mahrem İmamlar ve Fişleme Listeleri

Darbe girişiminden sonra mahrem imamlara ait olduğu tespit edilen fişleme listeleri ele geçirildi. Bu listelerin belirli şifrelerle korunduğu ortaya çıkarıldı. Fişleme listeleri ile ilgili yargılama süreci halen devam ediyor.

Ankesörlü Telefonlardan Aramalar

TSK bünyesinde ankesörlü telefonlardan yapılan bazı aramalar tespit edildi. Bu telefon kayıtları incelenerek, TSK içerisinde Fetö terör örgütüne mensup olan birçok kişi tespit edildi ve yargılandı. 

Örgüt üyelerinin afişe olmamak adına doğrudan cep telefonu kullanmak yerine ankesörlü telefonlarla iletişim sağladığı ortaya çıktı. Seri ve ardışık aramalar incelenerek, telefon görüşmesi yapan kişilerin örgütteki konumları tespit edildi. 

2011-2014 yılları arasında mahrem imamlara bağlı olarak 10 örgüt üyesi yapılanması tespit edildi. Her bir aramada on kişi ile görüşülmesinden bu kanıya varıldı. 

Kontörlü hat vasıtasıyla görüşme yapan kişilerin yalnızca bir kişi ile görüştüğü tespit edildi. 

2019 yılından 2020 yılı ortalarına kadar yüzlerce kişi ankesörlü telefon aramaları yüzünden hapis cezası aldı. 

Kripto ve Mahrem Üyelik

İstihbarat çalışmaları sonrasında bazı üyelerin kripto ve mahrem üye oldukları tespit edildi. Bu kişilerin örgüt tarafından özel olarak seçildiği ve yetiştirildiği  ortaya çıkarıldı.

Bu kişilerin yargılanmaları yapıldı  ve hapis cezası aldılar. 

HAMYO Fetö Üyeliği

Hava Kuvvetleri Meslek Yüksekokulu sınavlarına giren adayların bazılarının Fetö terör örgütüne üye oldukları iddia edildi. 2020 yılında eş zamanlı birçok ilde yapılan operasyonlarda Hava Kuvvetlerine mensup 145 asker göz altına alındı.

HAMYO davalarında, özel aday numaralarının belirlendiği ve bu aday numaraları doğrultusunda birçok kişinin haksız olarak Hava Kuvvetleri Meslek Yüksekokuluna girdiği tespit edildi. Bu konu mahkemelerde bilirkişi raporlarında ve bazı tanıkların itirafı sonrasında ortaya çıkarıldı.  

Ortaya çıkarılan askerler yargılanarak hapse atıldı. 

Etkin Pişmanlıktan Yararlanma

Birçok tanık, etkin pişmanlıktan yararlanmak amacıyla ilk derece mahkemelerinde ifade vermeye başladı. Böylece adli birimler daha çok örgüt üyesine ulaşabildi. 

Türk Ceza Kanununun 221. Maddesinin 2. Fıkrasına göre birçok örgüt üyesi etkin pişmanlıktan yararlandı. Gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ve suça iştirak etmediğini ispatladı ve beraat aldı. 

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 221. Maddesinde etkin pişmanlık: 

“TCK m. 221: (1) Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu nedeniyle soruşturmaya başlanmadan ve örgütün amacı doğrultusunda suç işlenmeden önce, örgütü dağıtan veya verdiği bilgilerle örgütün dağılmasını sağlayan kurucu veya yöneticiler hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(3) Örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeden yakalanan örgüt üyesinin, pişmanlık duyarak örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.

(4) Suç işlemek amacıyla örgüt kuran, yöneten veya örgüte üye olan ya da üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen veya örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin, gönüllü olarak teslim olup, örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermesi halinde, hakkında örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz. Kişinin bu bilgileri yakalandıktan sonra vermesi halinde, hakkında bu suçtan dolayı verilecek cezada üçte birden dörtte üçe kadar indirim yapılır.

(5) Etkin pişmanlıktan yararlanan kişiler hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine hükmolunur. Denetimli serbestlik tedbirinin süresi üç yıla kadar uzatılabilir.

(6) Kişi hakkında, bu maddedeki etkin pişmanlık hükümleri birden fazla uygulanmaz.”

Olarak detaylandırılmıştır.

İlgili yasa maddelerine göre yakalanmadan önce terör örgütüne giren ve sonra pişman olan, ardından terör örgütü hakkında faydalı bilgiler veren kişilere beraat kararı verildi.

Yakalandıktan sonra etkin pişmanlık yasasından yararlanmak isteyenler ise 1/3 ve 3/4’e kadar ceza indirimi aldı. 

Yargılanan bazı kişiler hakkında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildi. Mesela yargılanan bazı sanıklar hakkında 7,5 yıl ile 15 yıl arası hapis cezası kararı verilmiş olsun. Sanıklar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından yararlanmış  olsalar, cezaları 8 yıl olacaktı. Etkin pişmanlıktan yararlanmış olsalar cezalarında 3/4 ve iyi hallerinden dolayı 1/6 indirim uygulanacaktı. Bu durumda sanıkların cezası 2 yılın altına inecekti. Böylece HAGB kararından yararlanabileceklerdi. 

Konya’da Fetö Davalarına Bakan Avukatlar Hizmetini Güneyli Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?

Konya hukuk bürosu olarak, Fetö davalarına müdahil oluruz. Ağır ceza davalarında müvekkillerimiz adına savunma yaparız. 

Ağır ceza davalarında müvekkillerimiz adına gerekli olan delillerin toplanmasına yardım ederiz. Ya da toplanan mevcut delilleri inceleriz. 

Tanıkların ifadelerini dinleriz ve gerekli olan itirazları yaparız. 

İlk derece mahkemelerinin verdiği kararlara itiraz ederek, müvekkilimiz adına temyiz sürecini başlatırız. Temyiz sürecini sonuna kadar takip ederek sonuçlandırmaya çalışırız. 

Dava süreçleri hakkında müvekkillerimizi bilgilendiririz. 

Fetö davalarının dayanağı olan Türk Ceza Kanunu mevzuatını incelemek için, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf    bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar ile Fetö Davası Nasıl Açılır?

Fetö davaları ceza ve ağır ceza davaları kapsamına girdiği için Konya avukat bu tür davaları açmada yetkili değildir. Ancak davaya müdahil olabilir. Dava Cumhuriyet Savcılarının hazırladığı iddianameye göre ceza ve ağır ceza mahkemeleri tarafından açılır.

Fetö Davaları Ne Kadar Sürer?

Bu konuda net bir bilgi vermek mümkün değildir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra hala yargılaması devam edenler olduğu gibi, 1 yıl gibi kısa sürede beraat edenler, hapis cezası alanlar da vardır. 

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar Olarak Verdiğimiz Hizmetler

Müvekkillerimizin masumiyetini kanıtlamaya çalışırız. Bu kapsamda; toplanan deliller, bilirkişi raporları ve tanık ifadeleri önemli olmaktadır. Tüm bu unsurları detaylı bir şekilde inceleyerek başta Konya adliyesi olmak üzere, birçok adliyede müvekkillerimizin savunma dosyasını hazırlarız.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar ücretleri ne kadar?

Ücretler hakkında detaylı bilgi almak için bizleri arayabilirsiniz. 

Konya’da en iyi Fetö Davalarına Bakan Avukatları nasıl bulabilirim?

Konya ilindeki en iyi ceza ve ağır ceza avukatlarından hizmet almak için bizleri arayabilirsiniz.

Fetö Davalarına Bakan Avukatlar ne yapar?

Ceza ve ağır ceza davalarında müvekkillerini savunur. Dava dosyası hazırlayarak davaya müdahil olur. Süreç hakkında müvekkillerini bilgilendirir.

Fetö Davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Ceza ve ağır ceza mahkemeleri yetkili ve görevlidir. 

Temyiz Avukatı Konya

Konya temyiz avukatı

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, temyiz hukukun temel dayanağıdır. İlgili kanunun 361-373. Maddelerine dayanarak Konya temyiz avukatı müvekkili adına temyiz başvurusunda bulunabilir. 

Konya Temyiz Avukatı Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Konya en iyi temyiz avukatı, hukuk muhakemeleri kanunu ve ilgili diğer kanunlar konusunda uzman, temyiz davalarında tecrübeli olan hukuk fakültesi mezunu kişidir.

Uzmanlığı, mesleği ve tecrübesi gereği Konya temyiz avukatı, aşağıdaki davalarla ilgilenir.

Ceza Davaları

Aşağıda sıraladığımız suçlarla ilgili ceza davalarının temyiz edilme imkanı bulunmaktadır: 

  • Hakaret suçu (Türk Ceza Kanunu madde 125),
  • Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit eylemini gerçekleştirme (TCK madde 213),
  • Suç işlemeye tahrik (TCK madde 214),
  • Suçu ve suçluyu övme (TCK madde 215),
  • Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçu (TCK madde 216),
  • Kanunlara muhalefete tahrik (TCK madde 217),
  • Cumhurbaşkanına hakaret (TCK madde 299),
  • Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (TCK madde 300),
  • Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurumlarını ve devletin organlarını aşağılama (TCK madde 301),
  • Silahlı örgüt kurma (TCK madde 314),
  • Halkı askerlik görevinden soğutma (TCK madde 318),
  • Terörle mücadele kanununun 6. Maddesinin 2. Ve 4. Fıkrası ile 7. Maddesinin 2. Fıkrasında yer alan suçlar,
  • Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununun 28. Maddesinin 1. Fıkrası, 31 ve 32. Maddesinde yer alan suçlar.

Tazminat Davaları

6047 sayılı Karayolları Trafik Kanunu, 4857 sayılı İş kanunu ve 8049 sayılı Medeni Kanun Kapsamında, maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Tazminat davalarının yanı sıra ceza davaları da bu suçlardan dolayı açılabilir. 

İlk derece mahkemelerinin verdiği kararı kabul etmeyen taraf, davayı temyiz etme hakkına sahiptir.

Temyiz davalarının temel dayanağı olan kanun mevzuatını, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2577&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5 bağlantısından detaylı olarak inceleyebilirsiniz. 

Konya’da Temyiz Avukatı Hizmetini Güneyli Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?

Konya hukuk bürosu olarak, ilk derece mahkemelerinin verdiği kararlara itiraz ederek, temyiz sürecinin başlamasını sağlıyoruz. Temyiz dilekçesini müvekkillerimiz adına vererek süreci başlatıyoruz ve süreci sonuna kadar takip ediyoruz. 

Konya adliyesi başta olmak üzere birçok adliyede, temyiz süreçlerini başlatıyor ve takibini gerçekleştiriyoruz. 

Ceza Muhakemeleri Kanununun 304. Maddesinde temyiz süreci: 

“(1) Yargıtayca 302 nci maddenin birinci fıkrası veya 303 üncü madde uyarınca verilen kararlara ilişkin dosya ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği ise bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.

(2) Yargıtay, dosyayı 303 üncü maddede belirtilenlerin dışında kalan hâllerde yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere hükmü bozulan bölge adliye mahkemesine veya diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderir. (Ek cümleler:20/2/2019-7165/8 md.) Ancak bozma kararı,

a) İstinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkin ise dosya, gereği için kararı veren ilk derece mahkemesine,

b) Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkin ise dosya, gereği için kararı veren ilk derece mahkemesine ya da bozma kararının içeriği doğrultusunda Yargıtayca uygun görülmesi halinde bölge adliye mahkemesine,

gönderilir. Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği hallerde, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.

(3) Hüküm, mahkemenin hukuka aykırı olarak kendisini görevli veya yetkili görmesinden dolayı bozulmuşsa, Yargıtay aynı zamanda dosyayı görevli veya yetkili mahkemeye gönderir.

(4) İlk derece mahkemesi tarafından doğrudan temyiz yolu açık bulunan hükümlerle ilgili olarak verilen karara ilişkin dosya, hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.”

Olarak belirtilmiş ve detaylı olarak açıklanmıştır.

Konya Temyiz Avukatı ile Temyiz Başvurusu Nasıl Yapılır?

Konya avukat ile temyiz süreci, ilk derece mahkemelerinin kararıyla birlikte, bir üst mahkemeye 7 gün içerisinde temyiz dilekçesi sunularak yapılır.

Temyiz başvurusu yapıldıktan sonra ilk derece mahkemesi dosyayı Yargıtay kurumuna gönderir. Bu aşamadan sonra dava dosyası, Yargıtay kurumu tarafından incelenmeye başlar. 

Temyiz Davaları Ne Kadar Sürer?

Yargıtay kurumunda temyiz dosyalarının incelenme süresi ortalama olarak 350 gündür. Bu süre temyiz dosyalarının çokluğuna göre uzayabilir. 

Konya Temyiz Avukatı Olarak Verdiğimiz Hizmetler

Müvekkillerimiz adına ilk derece mahkeme kararlarına itiraz ederek temyiz başvurunu bir üst mahkemeye yapıyoruz. 

Bir üst mahkemedeki dosyanın incelenme aşamasını adım adım takip ediyoruz. Eğer müvekkilimiz adli kontrol şartıyla serbest kalmışsa, Yargıtay kurumuna başvuruda bulunarak, temyiz duruşmalarına katılmak için talepte bulunuyoruz. 

SIKÇA SORULAN SORULAR

Temyiz avukatı ücretleri ne kadar?

Vekalet ve danışmanlık ücretleri hakkında detaylı bilgileri, bizleri arayarak öğrenebilirsiniz. 

Konya’da en iyi Temyiz avukatını nasıl bulabilirim?

Konya ilinin en iyi temyiz avukatları olarak sizlere hizmet vermeye devam ediyoruz.

Temyiz avukatı ne yapar?

İlk derece mahkemelerinin verdiği kararlara itiraz ederek, dava dosyasının Yargıtay kurumunda incelenmesini sağlar.

Temyiz davasında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Yargıtay kurumu ve Yargıtay ceza daireleri, temyiz davalarında yetkili ve görevlidir. 

Konya Yağma (Gasp) Suçu Davasına Bakan Avukat

Konya yağma suçu davasına bakan avukat

5237 sayılı Türk Ceza kanundaki suçlardan birisi de yağma suçudur. Yağma suçu Türk Ceza Kanununda tanımlanmış ve bu suça verilecek olan ceza kapsamlı şekilde açıklanmıştır. Konya yağma suçu davasına bakan avukat ise yağma suçu ile ilgili davalarla ilgilenir. 

Yağma (Gasp) Suçu Davasına Bakan Avukat Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Konya en iyi yağma suçu davasına bakan avukat, Türk Ceza Kanunu ve diğer ilgili kanunlarda uzman, ceza ve ağır ceza davalarında deneyimli hukuk fakültesi mezunu olan kişidir.

Uzmanlığı ve deneyimi gereği Konya yağma suçu davasına bakan avukat, aşağıdaki davalara konu olan suçlarla ilgilenir.

Yağma Suçu

TCK madde 148-149’da yağma suçu: bir kişinin, başka bir kişiden faydalanmak amacıyla malını cebir ve tehdit kullanarak alması olarak tanımlanmıştır. Aynı zamanda aynı kanun maddesinde birisine zorla malı aldırmak ve kendi menfaatine kullanmak da yağma suçu tanımı içerisine girer.

Yağma Suçunun Şartları

İlgili kanun maddelerinde yağmanın suç olarak sayılması için bazı şartların oluşması gerekir. 

Başkasına Ait Olan Malın Alınması

Suçun meydana gelebilmesi için zorla alınan malın başkasına ait olması gerekir. Mesela aynı ev içerisinde yaşayan kişilerin birbirlerinden zorla aldıkları mallar, yağma suçu kapsamına girmez. Çünkü aynı ev içinde yaşayan kişiler açısından kullanılan mallar ortak zilyetliğe sahiptir.

TCK madde 148’de senetlerle ilgili kısımlarda düzenlenmiştir. Başkasına ait olan senedin zorla o kişiden alınması, senet yağması suçunu oluşturur. 

Cebir ve Tehdit

İlgili kanunlara göre tehdit: bir kimsenin iç huzuruna karışma, karar verme, kişinin serbest hareket etme özgürlüğüne müdahale etme olarak tanımlanır. 

Hırsızlık suçunda cebir ve tehdit unsuru yoktur. Sadece mağdur olan kişinin malı rızası olmadan alınmıştır. Yağma suçunda ise cebir ve tehdit unsuru vardır. hırsızlık suçundan bu yönden ayrılır. 

Konuyla ilgili örnek Yargıtay kararında:

“Bir başkasının, kendisinin veya yakınının; hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Malın alınması veya verilmesini temin için zilyetin üzerinde cebir ve tehdit kullanılmaktadır. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamakta ve bu durumda failin malı doğrudan alması söz konusu olmaktadır. Yani mağdur malı teslim etmektedir. Bu suçla korunan hukuki değer yalnızca malvarlığı değil, aynı zamanda kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığıdır.

Yağma, icrai hareketle işlenebilen bir suç tipidir ve bu suçun maddi unsuru hareket kısmıdır. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Cebir, ‘‘bir kimseye karşı bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapması için zor kullanma’’ anlamına gelmektedir. Burada mağdura karşı kullanılan ‘‘zor’’, fiziki zorlamadır. İradenin zorlanması cebir kavramı içerisinde değil, tehdit içerisinde değerlendirilir. Tehdit, muhatabın üzerinde zorlama etkisinin hali hazırda bedensel tesir eden zorlama ile değil gelecekte belirtilen manevi bir zorlama, korkutmayla oluşmasıdır. Ciddi tehdidin objektif olarak ciddi görünüm uyandırması ve tehdit edilen tarafından ciddiye alınması da gerekir. Yağma suçunda tehdit, şahıs veya malvarlığına ilişkin ve kişiyi büyük bir tehlikeye düşürecek ağırlıkta bulunması gerekir. İşte bu konumdaki tehdit yağmanın elverişli zorlama aracı olmaktadır. Tehlikenin büyük olup olmadığı daha çok fiili bir mesele olup, tehdidin yönlendirilmiş olduğu şahıs yer ve zamanda gözönüne alınarak somut olayda nicelik incelemesi gerekmektedir. Tehdit edilen kötülük ile malın teslimi arasında oran yoksa yine yağmadan bahsedilemez.”

Denilerek hırsızlık ile yağma arasındaki fark bariz şekilde ortaya koyulur.

Basit Yağma Suçu 

Türü bakımından basit yağma suçu TCK madde 148’e göre basit yağma suçu bir kişinin gündüz vakitlerinde, herhangi bir silah ya da alet kullanmadan, kendisini tanınmayacak hale koymadan, başka birisinin malını alması olarak tanımlanır. 

Basit yağma suçu beden ve ruh olarak kendisini savunacak durumda olmayan kişilere karşı işlenir. Senet yağması da basit yağma suçu olarak tanımlanır. 

Basit yağma suçuna verilecek olan ceza 6 yıl ile 10 yıl arasında hapis cezasıdır. 

Basit yağma suçu TCK madde 148’de: 

“Madde 148- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 

(2) Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet haline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde de aynı ceza verilir. 

(3) Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hale getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır.”

Olarak ifade edilmiştir.

Nitelikli Yağma Suçu 

TCK madde 149’da detaylı olarak tanımlanan nitelikli yağma suçunun birçok türü vardır. 

TCK madde 149, nitelikli yağma suçu ile igili: 

“Madde 149- (1) Yağma suçunun; 

a) Silahla, 

b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, 

c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, 

d) (Değişik: 18/6/2014-6545/64 md.) Yol kesmek suretiyle ya da konutta, işyerinde veya bunların eklentilerinde, 

e) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, 

f) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, 

g) Suç örgütüne yarar sağlamak maksadıyla, 

h) Gece vaktinde, İşlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. 

(2) Yağma suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”

İfadelerine yer vermiştir.

Yağma Suçunun Silahla İşlenmesi

Türk Ceza Kanununda silah kavramı oldukça geniştir. Sonuç itibariyle suçun işlenmesine aracılık ediyorsa, her türlü nesne silah olarak değerlendirilir. Eğer suç işlenmesini sağlıyorsa, tırnak makası bile kanun maddesine göre silah olarak değerlendirilir. 

Kişinin Kendisini Tanınmayacak Hale Koyması

Suçu işleyen kişi tanınmamak amacıyla kar maskesi ya da benzeri nesnelerle kimliğini gizlemesi, suçu işlemesini kolaylaştırır. 

Bu konuda Yargıtay Kurumunun örnek bir kararı vardır: 

“Failin, kendini tanınmayacak hale koyarak yağma suçunu işlemesinde ele geçirilmesi ve suçun aydınlatılması güçleştireceği gibi ayrıca bu hal mağdurun kendini savunmasını zorlaştıracak ve duyduğu korkuyu da arttıracak olması nedeni ile bu durum suçun nitelikli hali olarak kabul edilip, 5237 sayılı TCK.nın 149/1-b maddesinde düzenlenmiştir. Failin teşhisini zorlaştıracak biçimde dış görünüşünde yaptığı her türlü değişiklik bu ağırlatıcı neden kapsamındadır. Söz konusu kanun normunun gerekçesinde de, örneğin tehditin imzasız veya korku salmış bir kişinin ismiyle veya rumuzuyla yahut sahte imzayla imzalanmış bir mektupla yapılmış olması halinde, faile bu nitelikli halin uygulanacağı açıklanmıştır. Somut olaya gelince yakınanın kapısının önüne, kendi adını belirtmeden veya kim olduğuna dair bir ifade kullanmadan imzasız mektup bırakıp tehdit ederek para isteyen sanığın eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 149/1-b maddesindeki suçu oluşturduğu düşünülmeden, anılan Yasanın 148.maddesi ile hüküm kurulması hukuka aykırıdır (Y6CD-K.2014/4836).”

Yağma Suçunun Birden Fazla Kişi Tarafından İşlenmesi

Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi, suçun işlenmesini kolaylaştıracaktır. 

Yol Kesmek Suretiyle Suçun İşlenmesi

Kişinin seyahat özgürlüğünü kısıtlayacak biçimde suçun işlenmesidir. Yağma suçu kapalı mekanlarda işlenmişse, aynı zamanda kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu da işlenmiş olacağından suçun cezası daha ağırdır.

Beden ve Ruh Bakımından Kendisini Savunamayacak Durumda Olan Kişilere Karşı İşlenmesi

Akıl sağlığı yerinde olmayan, bedensel engelliler, çocuklar, yaşlılar ve hamile kadınlara karşı suçun işlenmesidir. Bu şekilde işlenen yağma suçuna verilecek olan ceza, diğer unsurlardan dağa ağırdır.

Nitelikli yağma suçunun diğer unsurları aşağıda sıralanmıştır: 

  • Suç örgütlerinin adının kullanılması ya da suç örgütlerinin korkutucu gücünden yararlanılarak suçun işlenmesi,
  • Suç örgütüne yarar sağlamak amacıyla suçun işlenmesi,
  • Gece vakitlerinde suçun işlenmesi. 

Yukarıda sayılan unsurların gerçekleşmesi halinde yağma suçunu işleyen kişi ya da kişilere verilecek olan ceza 10 yıldan az olmamak kaydıyla 15 yıla kadar hapis cezasıdır. Silahlı yağma suçlarında ise alt sınır 12 yıldan başlar. 

Yağma Suçunun Birden Fazla Kişi Tarafından İşlenmesi,

TCK madde 37’de de belirtildiği gibi birden fazla kişinin oluşturacağı korkutucu güçten yararlanarak suç işlenmesidir. Mağdur olan kişin üzerine birden fazla kişi gelerek suçun işlenmesi önemli değildir. Mağdurun ifadesinde birden fazla kişiyi görmesi ve yağma eyleminin tek bir kişi tarafından yapılması, suçun birden fazla kişi tarafından işlenmiş kabul edilmesi için yeterlidir. 

Diğerleri suç eylemine katılmamış olsalar bile, suçu işleyen tek kişi, diğerlerinin korkutucu gücünü dolaylı da olsa kullanmıştır.

Suç Örgütüne Yarar Sağlamak Amacıyla Suçun İşlenmesi

Suç örgülerinin adını kullanmak, ya da suç örgütlerine çıkar sağlamak amacıyla yağma suçunu işlemek daha ağır cezayı gerektirir. Burada suç örgütünün korkutucu gücü kullanılmıştır. Belki de kişi tek başına yağma eylemini gerçekleştirmeye kalksa başarılı olamayacaktır. 

Yağma Suçunda Maddi Unsur

Potansiyel olarak yağma suçunda herkes fail olabilir. Aynı şekilde herkes de mağdur olabilir. Kanunlara göre failin ve mağdurun canlı olması gerekir. Aynı zamanda yaptığı eylemin sonuçlarını öngörecek akli yeteneklere sahip olması gerekir. 

Mesela hayvanlarda canlıdır ancak yaptıkları eylemleri idrak edecek akli yeteneklere sahip değillerdir. Bu durumda bir maymunun bir insandan bir şey çalması ve bunu zorla yapması durumunda maymun yağma suçunu işlemiş kabul edilmez.

Suçun konusu maddi ya da manevi değere sahip maldır. Önemli olan maddi değeri az da olsa o malın mağdura ait olmasıdır.

Yağma Suçunda Manevi Unsur

Yağma suçu kasten yapılan bir suçtur. Sebebi ne olursa olsun suçu işleyen kişi yağma suçundan ceza alır. Mesela çok aç olduğu için zorla birisinden yiyecek aldı, o zaman masumdur diye bir şey yoktur.

Senet yağmasında suçu işleyen fail mağdur olan kişiyi borç altına sokabilecek eylem işlemiştir. Yani bu eylemin suç olduğunu biliyordur ve sonuçlarını da tahmin ediyordur.

Suça Teşebbüs

Türk Ceza Kanunu Madde 35’de: 

“Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur. Suça teşebbüs halinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.”

Denilerek suça teşebbüs etmiş ancak başaramamış olsa bile failin cezalandırılacağı belirtilmektedir.

Yağma Suçunda Ceza İndirimi

Suç işleyen kişinin işlediği suçun niteliğine ve yağmaladığı malın değerine göre cezada indirime gidilebilir. Türk Ceza Kanununda malın değerinin ekonomik olarak az olması, ceza indirimi sağlanacağı anlamına gelebilir. 

Ancak yağma suçu mağduru kişinin cebinde yalnızca 1 TL varsa ve yağma suçunu işleyen kişi mağdurun tüm malvarlığını almış olacağından verilecek olan ceza daha ağır olacak ve cezada indirim uygulanmayacaktır. Çünkü suçu işleyen kişi mağdur olan kişinin tüm malını zorla almıştır.

Hukuki İlişkiye Dayanan Alacakların Tahsili İçin Suçun İşlenmiş Olması

Yağma suçu hukuki ilişkiden kaynaklanan alacakların tahsiline yönelik işlenmişse, TCK Madde 150/1’e göre suçu işleyen kişiye tehdit ya da kasten yaralama suçundan ceza verilir. 

Hırsızlık Suçunun Yağmaya Dönüşmesi

Suçu işleyen kişi, mağdur olan kişinin malını almak adına cebir ve şiddet uygulamak zorunda kalmışsa, yağma suçunu işlemiş olur. 

Eğer mağdur olan kişi malının sahipliğini tekrar ele geçirmek amacıyla, failden malını isterse ve failde mağdura cebir ve şiddet uygularsa bu durumda yağma suçundan bahsedilmez. Sanık olan kişi tehdit ve yaralama suçundan yargılanır.

Etkin Pişmanlık İndirimi

Yağma suçunu işleyen kişi herhangi bir baskı ve zorlama olmadan kendiliğinden suçunu itiraf ederse ve hatasını telafi etmek için davranış sergilerse, etkin pişmanlıktan yararlanabilir. 

Eğer suç birden fazla kişi tarafından işlenmiş ise, sanıklardan birisi suçu işleyen diğer kişileri, azmettirenleri ve suça yardım edenlerin isimlerini verirse, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir.

Şikayet ve Zamanaşımı Süresi

Yağma suçu kamu davasına konudur. Yani şikayet süresine tabi değildir. Olay öğrenildiği andan itibaren gereken yasal işlemler yapılır. Ancak ilgili kanunlarda zamanaşımı süresi 15 yıldır. 

Yağma Suçunda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Ağır ceza mahkemeleri ve Yargıtay Ceza Daireleri, yağma suçunda görevli ve yetkilidirler. 

Bu durum 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ve Bölge Adliye Mahkemeleri Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkındaki Kanunun 14. Maddesinde: 

“Mahkemelerin görevlerinin belirlenmesinde ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenler gözetilmeksizin kanunda yer alan suçun cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulur”. 

İfadeleri ile açıkça belirtilmiştir.

Yağma suçu davalarının dayanağı olan Türk Ceza Kanunu mevzuatı hakkında detaylı bilgi için, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf 

Bağlantısını ziyaret edebilirsiniz.

Konya’da Yağma Suçu Davasına Bakan Avukat Hizmetini Güneyli Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?

Konya hukuk bürosu olarak, yağma suçu şüphesinden dolayı kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alınan müvekkillerimizin sorgulama ve ifade alma işlemlerine nezaret ediyoruz. 

Dava dosyasını inceleyerek, dava ile ilgili savunma dosyasını hazırlıyoruz. Müvekkillerimize ceza ve ağır ceza davaları ile ilgili danışmanlık hizmeti veriyoruz. 

Başta Konya Adliyesi olmak üzere birçok adliyede müvekkillerimizin davalarını takip ediyoruz.

Yağma Suçu Davasına Bakan Avukat ile Yağma Suçu Davası Nasıl Açılır?

Yağma suçu ağır ceza davalarının konusudur. Ağır ceza davalarında ise dava açma yetkisi, ağır ceza mahkemelerindedir. Savcılık iddianamesinin mahkemeler tarafından kabul edilmesiyle birlikte dava süreci de başlamış olur. 

Yağma Suçu Davaları Ne Kadar Sürer?

Ağır ceza davalarının tamamlanma süresi ortalama olarak 1-2 yıldır. Ancak uygulamada daha uzun süreler söz konusudur. 

Yağma Suçu Davasına Bakan Avukat Olarak Verdiğimiz Hizmetler

Konya avukat kadromuzla yağma suçları davaları ile ilgili müvekkillerimizin savunmasını gerçekleştiriyoruz. Suçtan dolayı mağdur olan müvekkillerimizin haklarını koruyoruz. 

Haksız yere suçlandığını düşünen müvekkillerimizin ise savunmasını gerçekleştiriyoruz. 

Tüm müvekkillerimize süreçle ilgili danışmanlık hizmeti sağlıyoruz. 

SIKÇA SORULAN SORULAR

Yağma Suçuna bakan avukatın ücretleri ne kadar?

Vekalet ve danışmanlık ücretleri için bizleri aramanız yeterlidir. 

Konya’da en iyi yağma suçu davasına bakan avukatı nasıl bulabilirim?

Konya’nın en iyi yağma suçuna bakan avukat hizmetini almak için bizleri hemen arayın. 

Yağma suçuna bakan avukat ne yapar?

Yağma suçları ile ilgili davalarda, müvekkillerinin savunmalarını hazırlar ve mahkemede müvekkilini en iyi şekilde savunur.

Yağma suçu davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Yağma suçlarında; Ceza mahkemeleri, sulh ceza mahkemeleri ve asliye ceza mahkemeleri ve Yargıtay ceza daireleri yetkili ve görevlidir. Eğer suçu işleyen kişi ya da kişiler 18 yaşın altındaysa davaya bakmaya çocuk ağır ceza mahkemeleri görevli ve yetkilidir.